Yaksaydın!

Aslında bu günlerde Türkiye’nin iç dış o kadar büyük sorunları ve çözmesi gereken meseleleri var ki. Onları yorumlamak öylesine zor ve üzerinde çalışmayı düşünmeyi gerektiriyor ki, ezbere laf etmemek lazım.
İşin kötü tarafı muhalefet bile susmuş ne yapacağını bilmiyor.
Fikri yok, hazırlığı yok.
Gönüllü ordusu kuruyor.
Sanki bu mesele bugün olmuş!
Cumhuriyet tarihinin en önemli meselesi ile şimdi karşı karşıyayız bir gece ansızın gelebiliriz dışında alternatif söylemlerimiz olması gerekir.
Biz gelin bunları  bir köşeye koyalım, bilenler uğraşsın ve sabırla bekleyelim.
Türkiye’yi hem siyasi hem de ekonomik olarak maceraya sürüklemeyecek akıllara ihtiyacımız olduğunu vurgulayarak, dua edelim.
Size anlatacağım, günlük hayatla ilgili gerçek bir mesele. Ankara’da doğalgaz kullanan herkesin başında. Sözüm ona belediyeler vatandaşın yanında gibi görünüyor ama sadece zamlarla değil ek ödeme istemleri ile vatandaşın sık sık  canını yakıyor, kesesini deliyor.
Ankara’ya önce belediye doğalgaz veriyordu, bunun için depozitolar aldı, banka ödemeleri yaptırdı.
Sonra bunu ön ödemeli hale getirdi.
Yine güvence parası aldı.
Her sene ön ödemeli olmasına karşın salmalara başladı fazladan paralar istedi.
Sen az yakmışsın dedi.
Kışın ortasında sayaçlar bozuldu diye söktü, bütün insanlar dondular.
Ne yapsınlar bulup buluşturup ödediler.
İsyan edenler mahkemeye gidenler oldu.
Sonra Başkent Gaz özelleştirildi.
Onun da metotları aynı idi, vatandaşa  depozitoları geri vermediği gibi, yenilerini istedi.
Banka üzerinden ödemelere döndü, vatandaşa bir kere daha  sayaç değiştirdi.
Ek masraf kalemleri çıkarıldı kışın en soğuk günlerinde yine sayaçlar  söküldü.
Vatandaş isyan etti, yollara düştü  BİMER ve  Enerji Bakanlığı nezdinde hakkını aradı.
Yirmi tane kulp bulup yine vatandaşı yıldırdılar.
Ödediği depozitleri alamadığı gibi yenilerini ödettiler.
Birçok vatandaş icralık oldu, mahkemelerde sürünüyor. Dünya kadar borç çıkarılıyor ve eziyet ediliyor.
Özetle Ankara gibi soğuk bir kentte, ülkenin başkentinde önce belediye, şimdi ise özelleştirilmiş gaz şirketleri vatandaşa eziyet ediyor ve sonra basının
karşısına çıkıp ne kadar karlı olduklarından dolayı övünüyorlar.
Bizim saygıdeğer medyamız ise olanları bildiği halde, iftiharlarla bu şirketleri manşetlere taşıyor.
Çok kar ediyor bu şirketler.
Doğalgazın pahalı ve hatta dövize endeksli olduğunu biliyoruz.
Ancak hem vatandaşı doğal gaz kullanmaya mecbur edip hem de devamlı ek ödemelerle ve baskı ile köşeye sıkıştırmak adalet kavramı ile uyumlu mu?
Hakkını  arayanlara ise şirket cevap bile vermiyor.
Sakın ha yanlış anlamayın kimse borcunu ödemesin filan demiyoruz.
Ankara ‘da gaz işletmesini, ekonomik başarı gibi göstermeye evet diyemiyoruz.
İstanbul’da da dikkat ediyorum gaz pahalı ama vatandaşa Ankara gibi eziyet eden bir yapı  yok.
Kimse de ekonomik başarıdan söz etmiyor.
Ankara’ya yolunuz düşerse, bir sorun doğal gaz kullanıcılarına, Başkent Gaz’ın kendi tarifesini  istediği gibi uyguladığı bir sürü ortalamalar icat edip, ‘yaksa idin’ mantığı ile ek ödemeler talep ettiğini herkes size söyleyecektir.
Ödemeyince ise icraya verdiği ve avukatlar ile tüketiciye  baskı yaptığı itirazlara ise cevap vermediğini  vatandaşlar söylüyorlar.
Yine kış geliyor yine çok kar edeceğini söyleyenler ortada.
Kar etmek mutlaka hakları da vatandaşı ezmeden diyoruz biz. Adil ve hukuka uygun bir serbest piyasa ekonomisi...
Satıcının tek, alıcının çok olduğu piyasalarda rekabet yoktur diye derslerde okutuyoruz.
Ankaralı mecbur gaz tüketecek, ısınmak ve yemek için. Türkiye’de kendilerini tek sananlarla mücadele edemiyorsunuz çünkü sistem yanlarında.
Hukuk ise ezileni tam koruyamıyor, çünkü kılıf iyi uydurulmuş. Belki de Ankara’da gaz kullanmayın demeye getiriyorlar.
Yalnız Türkiye belli olmaz!
Bir bakarsınız hukuk işler, hukuk devleti çalışır, vatandaş ödediklerini faizle geri alır.

Önceki ve Sonraki Yazılar