Yaradana inananlar, yarattıklarına inanmıyorlar

Aslında,
İnsanları ‘inanan ve inanmayan’ diye ikiye ayıracağımıza,
‘Ezenler ve ezilenler’ diye ayırmak en doğrusu değil mi?
İnanan ve inanmayan ayrımında,
İnanan hep fakir,
İnanmayan ise hep zengin.
Ne garip değil mi?
.
Ezenler zenginleşip,
Bu dünyayı kendilerine,
Öbür dünyayı da fakirlere veriyorlar...
Bu zihniyet,
İster bir kişi,
İster bir zümre,
İsterse bir ülke veya ülkeler olsun sonuç değişmiyor...
.
Bunu nasıl başarıyorlar?
Tabii ki inananların dinleri üzerinden...
Önce aptallaştırıyorlar,
Kendilerine biatlaştırıyorlar,
Uyuşturuyorlar,
Kutuplaştırıyorlar,
Düşmanlaştırıyorlar,
Kandırıp sömürüyorlar,
Cahil bırakıp, yobaz sürüleri oluşturuyorlar,
Sonra,
Yobazları sahaya sürüp,
Saltanatlarını devam ettiriyorlar...
Yobaz ne yapıyor?
Çocuğa, 
Hayvana,
Bitkiye tecavüz ediyor.
Açlıktan ölse de,
Köle olduklarına şükredip el etek öpüyor...
.
Yine aslında yaradana inanan,
Yaradanın yarattıklarına da inanıp sevse!
Cahil olup,
Yobazlaşmaktan kurtulacak belki de...
.
Sanırım günümüz Türkiye’sine en uygun cümleyi Nietzsche söylemiş,
“Zenginler,
Fakirlere
Tanrı’dan başka şey bırakmadılar...”

Önceki ve Sonraki Yazılar