Uzman isim Marta Heart, alüminyum folyodaki bu iki farklı yüzeyin, üretim sürecinin bir sonucunu olduğunu belirtiyor. Üretim sırasında folyo çift kat halinde haddeleniyor ve dışa bakan yüzeyi parlak, içte kalan kısmı ise mat hale geliyor. Bu farklılık işlevsel bir tasarım değil, tamamen teknik bir gereklilikten doğuyor. Ancak bu yüzeyler, ısı ile etkileşime girdiklerinde farklı davranışlar sergiliyor.

ALÜMİNYUM FOLYONUN BU YÜZÜ DAHA ÇOK ISITIYOR

Uzmanlara göre, parlak yüzey ısıyı yansıtırken, mat yüzey daha fazla ısı emiyor. Bu nedenle fırında yemek pişirirken parlak tarafın içe, mat tarafın dışa bakması yemeklerin daha hızlı ve eşit şekilde pişmesini sağlıyor. Altın rengi kabuk elde etmek isteyenler için bu kullanım özellikle öneriliyor.

Yiyecekleri saklamak söz konusu olduğunda ise hangi tarafın dışa geldiği çok önemli değil. Ancak parlak yüzeyin nemle daha az etkileşime girmesi nedeniyle üstte kalması tazeliği koruma açısından daha avantajlı.

Hamur işleri pişirirken mat yüzeyin alta gelmesi, tabanının fazla kızarmasını önleyebiliyor. Öte yandan, yapışmaz özellikli folyolarda mutlaka ambalaj üzerindeki üretici talimatlarına uyulması gerekiyor.

BÖYLE KULLANMAK YANGIN RİSKİ TAŞIYOR

Ayrıca alüminyum folyonun mikrodalgada kullanılması, kıvılcım ve yangın riskine yol açabileceği için önerilmiyor. Asidik yiyeceklerin folyoyla doğrudan teması da tat ve içerik değişimlerine neden olabileceğinden kaçınılmalı.

Alüminyum folyonun doğru yüzeyini kullanmak küçük gibi görünse de, pişirme kalitesi üzerinde büyük etkiler yaratabiliyor.