
Doğu Ekspress o köyü kalkındırdı! 'Ekspress' kahvaltı
Kars merkezine yaklaşık bir saat uzaklıktaki Boğatepe, meşhur Kars gravyer peynirinin doğduğu köy olarak biliniyor. Doğu Ekspresi ile birlikte Kars’a gelen turist sayısının artması Boğatepe köyüne de yaradı. Köydeki aileler, evlerini köye gelen misafirlere açarak organik köy kahvaltısı ikram etmeye başladı. Ünleri öyle yayıldı ki büyükelçiliklerden, konsolosluklardan köy kahvaltısını tatmaya gelen diplomatlar bile oldu.
KARS’a yaklaşık 1 saat uzaklıkta bulunan Boğatepe köyü, öyküsüyle güzel bir sürdürülebilir yerel ekonomi örneği sunuyor. Köyde peynir kültürü adeta göçlerle şekillenmiş. Boğatepe köyü 1800’lü yılların sonunda kurulmuş, çoğunluğu Molokan ailelerden oluşan 6 köyün yaylasıymış. Bölgede tarım ve hayvancılık ile uğraşan Molokanlar, Kars ve çevresine peynir ve çeşitlerini kazandırmışlar. Böylece çevre köylerde hayvancılık ve el sanatları ile uğraşılırken, Boğatepe’de aileler süt ve süt ürünleri üzerine çalışmaya başlamış. Bu da köyde mucizevi bir ekonomik dönüşümü beraberinde getirmiş. Ünlü Kars gravyeri peynirinin doğduğu köy olarak da bilinen Boğatepe’nin mandıraları hiç durmadan gravyerden eski kaşara çok çeşitli peynir üretiyor. Köydeki ailelerin tamamı peynircilikle uğraşıyor.
Köy, son dönemde Doğu Ekspresi’nin popülerliğinin artması ile turistlerin de ilgi odağı haline gelmiş. Boğatepe köyü sakinleri, evlerini bölgeye gelen misafirlere açarak, organik köy kahvaltısı ikram ediyor. Ünleri öyle yayılmış ki, büyükelçiliklerden, konsolosluklardan köy kahvaltısını tatmaya gelen diplomatlar dahi olmuş. Bu ailelerden biri de Koçulu ailesi. Evlerinde kahvaltı ettiğimiz Koçulu ailesi, köydeki çoğu aile gibi kuşaktan kuşağa peynircilikle uğraşıyor. Ailenin en genç temsilcisi Çağdaş Koçulu, köydeki bakkalın her gün gelen turist sayısını defterinde tuttuğunu, yılbaşından bu yana 7 bine yakın turistin köyü ziyaret ettiğini anlatırken, “Bu iş artık bir kahvaltı turizmine dönüştü” diyor.
Boğatepe köyü Kars gravyerinin peynirinin de doğum yeri konumunda. Kars gravyerinin hikâyesi ise1900’lerin başında İsviçreli bir peynir üreticisi olan David Moser’in köye gelmesi ve bölgenin özelliklerinin İsviçre gruyère peynir üretimi için ideal olduğunu görerek, Rusça “zavot” denilen peynir imalathanesi kurmasıyla başlıyor. Halk ismi ile gravyer olarak geçen Kars gravyeri zamanla meşhur oluyor. Lakin köydeki tek geçim kaynağı peynircilikle sınırlı kalmıyor. Dışarıdan gelen turistler köy evlerinde ağırlanarak, köyde bir nevi ekoturizm de yapılıyor. Ekoturizme en büyük katkıyı ise 2007’de kurulan Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği sağlıyor. Dernek tam anlamıyla köyün çehresini değiştiriyor. Hatta geçtiğimiz haftalarda Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanı Zümran Ömür’ün ekoturizm adına yaptıkları çalışmalarla ilgili kısa videosu sosyal medyada paylaşılınca, hem Ömür hem Boğatepe tüm Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Projeler kapsamında köyde Ekolojik Peynir Müzesi ve Bitki Müzesi kurulurken, gravyer ile kaşar peynirinin tanıtımı için çalışmalar yapılıyor. Zümran Ömür ve dernek üyesi kadınlar, köye ekoturizm amaçlı gelen Fransızlarla anlaşabilmek için Fransızca öğreniyor. Bununla da kalmayıp yoga dersleri alıyor, uzmanlar eşliğinde bitkiler üzerine eğitim görüyor ve daha pek çok girişimde bulunuyor. Böylece tam bir yerel kalkınma hamlesi içine giren köy, göç veren konumdan çıkıp göç almaya başlıyor.
TEK KAHVALTIDA BİR AİLENİN 3-4 AYLIK ERZAKI ÇIKIYOR
Köydeki kahvaltı kültürünün, kahvaltı turizmine döndüğünü anlatan Koçulu, “Önceden misafirlerimiz geliyordu, biz onları ağırlıyorduk, peynirlerimizi, köyümüzün kültürünü tanıtmak için bu sofrayı her zaman açıyorduk. Artık talep iyice arttı, bu sefer insanlar geliyor, karşılığında cüzi bir bedel ödüyor. Zaten bu kahvaltıda ödenen paranın yüzde 90’ı sofradaki peynirin parasını karşılıyor. Evlerdeki kadınları bir şekilde motive etti. ‘10 kişi gelse 250 lira alsam, evimin 3-4 aylık erzağımı karşılarım’ diye düşünüyor, hem de yeni insanlarla tanışıyor mutlu oluyor” diyor.
GELENLERİ SAYIYOR
Köyün gelişmesine en büyük katkıyı sağlamış ailelerden biri de Koçulu ailesi. İlhan Koçulu köyün sembol isimlerinden. Aile işlerini bir adım ileriye taşıması için yeğeni Çağdaş Koçulu’yu sütçülük eğitimine gönderiyor. Çağdaş Koçulu, annesi Nigar Hanım ve eşi Gamze ile evlerinde yaptığımız kahvaltıda sohbet ettik. Tabiri caizse soframızda bir kuş sütü eksikti. Organik tereyağından yumurtaya, dört-beş çeşit peynir, ev yapımı reçel, bal, pişi ve ketenin de aralarında yer aldığı kahvaltı, kişi başı 25 TL gibi fiyatlarla köye gelen misafirlere ikram ediliyor. Koçulular, köydeki tüm ailelerin evlerini köy kahvaltısı için açtığını anlatıyor. Köy sakinleri, evlerinde kahvaltı ikram ettikleri turistlere kahvaltıdan sonra atlarla köyü gezdiriyor, Peynir Müzesi’ne götürüp Kars’ın meşhur peynirlerini tanıtıyorlar. Bu yıl kaç turist geldiğini sorduğumuzda Koçulu “Onun kayıtlarını Müze’nin yanında bakkalcı Gara Emmi (Mehmet Ömür) var ona tutturuyoruz. Her gelen müzeye geliyor ya, o, otobüsten inenleri sayıyor” diye anlatıyor.
7 BİNDEN FAZLA