"Kadın kısmı çalışmaz" dedi, eşine satırla saldırdı!

"Kadın kısmı çalışmaz" dedi, eşine satırla saldırdı!

Kocaeli'nin Darıca ilçesinde, Osman Taştan, çalışmasını istemediği eşi Naciye Taştan’ı satırla yaraladığı öğrenildi.

Kocaeli'nin Darıca ilçesinde, Osman Taştan (65), çalışmasını istemediği eşi Naciye Taştan’ı (48) satırla yaraladı. Başına ve vücuduna 10 satır darbesi alan, bir parmağı kopan Taştan hastanede tedaviye alınırken, gözaltına alınan Osman Taştan tutuklandı.

Naciye Taştan'ın kız kardeşi Hülya Altınbaş, eniştesinin 3 yıl önce ablasını evden kovduğunu, 6 ay önce de büyüklerin araya girmesiyle barıştıklarını ifade ederek, “Gece iş çıkışı ablamı alan eniştem, oturdukları sitenin dış kapısından içeri girmesiyle aniden ablama saldırarak, kulağını, kafasını ve parmağını kesmiş” açıklamasında bulundu.

Olay, geçen hafta çarşamba günü Darıca ilçesi Bayramoğlu Mahallesi Pırlanta Sokak’ta meydana geldi. Osman Taştan çalışmasını istemediği eşi Naciye Taştan'a evin önünde satır ile saldırdı. Başı, boynu, göğsü ve kolu olmak üzere 10 yerinden yaralanan, bir parmağı kopan Naciye Taştan ağır yaralandı. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Naciye Taştan, buradaki müdahalesinin ardından da Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne sevk edildi. Vücudunun birçok yerinde dikişler olan Naciye Taştan'ın tedavisinin devam ettiği belirtildi.

Olayın ardından gözaltına alınan Osman Taştan ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Gerçek Gündem'de yer alan habere göre; Naciye Taştan'ın kız kardeşi Hülya Altınbaş, eniştesinin memleketi Ağrı'da yaşadığı dönemde ablasına sürekli şiddet uyguladığını 3 yıl önce de kapının önüne koyup kovduğunu söyledi. Ablasının 4 çocuğuyla önce İstanbul'a, ardından da Darıca'ya gelerek yaşamına devam ettiğini belirten Hülya Altınbaş, devletin ve hayırseverlerin sayesinde ablasının ayakta kaldığını, daha sonra da tanıdıkları bir kişi sayesinde ablasının iş bulduğunu söyledi. Altınbaş, yaklaşık 6 ay önce de bazı kişilerin araya girmesiyle ablası ve eniştesinin barışarak tekrar bir araya geldiklerini anlattı. Hülya Altınbaş, bu süreçten sonra eniştesinin ablasına çalışmaması yönünde baskı yaptığını, öldürmekle tehdit ettiğini ifade etti.

Ablasının 20 yıldır evli olduğunu, Osman Taştan'ın daha önceden de bir evlilik yaptığını ve bu evlilikten de 7 çocuk sahibi olduğunu söyleyen Hülya Altınbaş, "Ağrı'dayken ablama, çocuklarına, hatta bir önceki eşinden olan diğer çocuklarına da sürekli olarak zulmedip şiddet uyguluyormuş, en sonunda da kolundan tutup dışarı atmış. Üvey oğlu bunu alıp İstanbul Kaynarca'ya getirmiş ama Osman Taştan burada da ablama rahat vermemiş. Ev sahibine sürekli olarak baskı uygulayıp ablamın orada da barınmaması için tehdit etmiş, maddi sıkıntılar da eklenince mecburen Darıca'ya taşınmış. Darıca'da ev tutmasının ardından kendisinde kalan 4 çocuğuyla birlikte yardımlarla ayakta kalan ablam bir süre sonra tanıdık vasıtasıyla bir iş yerinin temizlik ve yemeklerini yaparak geçimini sağlamaya başlamıştı. Ancak eniştem sürekli olarak telefonla ablamı arayarak kendisini öldüreceği yönünde tehdit ediyor ve çocuklarını vermesini istiyordu" dedi.


 
Bir süre sonra araya giren büyüklerin sayesinde ablası ile eniştesinin barıştığını ifade eden Hülya Altınbaş, "Ablam ile eniştem yeniden aile olmuşlardı aradan geçen 5-6 ayın sonrasında, artık her akşam ablamın çalıştığı iş yerine giderek çalışmamasını istiyor ve diğer çalışanlara da rahatsızlık veriyormuş. Kadın kısmının çalışmaması gerektiğini, evde olması gerektiğini söyleyerek sürekli ablamın işten ayrılmasını istiyormuş. Gece iş çıkışı ablamı alan eniştem, oturdukları sitenin dış kapısından içeri girmesiyle aniden ablama saldırarak, kulağını, kafasını ve parmağını kesmiş. Daha önceden de defalarca ablamı darbetmesine rağmen biz mahkemelere düşmesin diye duyulmasını istemiyorduk. Komaya bile soksa evde susup oturmuş" diye konuştu.

Hülya Altınbaş eniştesinin cezalandırılmasını isteyerek, "Eğer bir kadın bu şekilde kesiliyorsa, buna birilerinin artık dur demesi lazım. Biz başımızı korkarak yastığa koyuyorsak bu şekilde yaşamanın ne anlamı var? Buna halk karar versin, bizim gücümüz yok artık. Biz sustuk, kimse susmasın, biz sustuğumuz için bu hale geldik, artık kimse susmasın, sessiz kalanın durumu bu olur. Bu adamın cezası neyse verilsin, bizim yüreğimize acı düştü, kimse bizin durumumuza düşmesin" ifadelerini kullandı.