İnsanı sokmayan karasinek ve benzeri sinek türleri bilimde sinantropik sinekler olarak tanımlanıyor. Bu terim bu sineklerin insanlarla iç içe yaşadıkları ve bundan kendilerine fayda sağladıkları anlamına geliyor. Hastalık bilimciler daha ziyade insanları sokmak suretiyle hastalık bulaştıran sivrisinek ve çeçe sineği gibi türleri inceliyor. Ancak yapılan son araştırma ağzından sıvı salgılayan karasinek gibi türlerin insan sağlığı için daha büyük risk ortaya koyduğunu gösteriyor.

KARASİNEKLER MİKROPLA DOLU

Insects dergisinde yayınlanan araştırmanın başındaki Prof. John Stoffolano, kan emen sineklerin her zaman göz önünde olduğunu, diğer yandan aramızda yaşayan karasinek gibi canlıların beslenmek için insan ve hayvanların vücut sıvıları, yaraları ve dışkılarından faydalandıklarını, bunların ise mikroplarla dolu olduğunu söyledi.

PATAJONLER SİNEĞİN KURSAĞINDA BİRİKİYOR

Sıradan bir karasinek bir gün boyunca evinizin içine girip ve çıkıyor, bunun dışında sokakta ölmüş hayvanlarla, hayvan dışkılarıyla, çürümekte olan çöplerle ve lağım artıklarıyla besleniyor. Sinek beslendiği maddeleri öncelikle kursağında biriktiriyor. Sineğin kursağı sindirim sisteminin bir parçası olmadığı için sindirim enzimleri gibi antimikrobiyal özellikli maddeler içermiyor. Bu nedenle karasineğin kursağı aynı zamanda patojenlerin cirit attığı bir depo görevi de görüyor.

DOKUNDUĞU HER ŞEYE MİKROP BULAŞTIRIYOR
Kursağını dolduran sinek buradaki fazla suyu zaman zaman geri kusarak boşaltıyor ve bu nedenle dokunduğu her şeye buradaki mikropları bulaştırıyor. Sokaktaki mikroplu bir atıkla kursağını doldurmuş olan sinek evinize girip sandviçinizin üstüne konduğunda yeni ziyafeti için yer açmak adına kursağındaki fazla suyu çıkarıyor. Bu suyla birlikte sineğin daha önce yediği mikroplar da yiyeceğinize geçiyor.