Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

CHP’NİN KAYBEDENLERİ YOKTUR

09.05.10 Kasım 1938 Tarihi bizlere bir ölümü anımsatmıyor sadece. Bir idealler dünyası yaşayan ve bu yaşadığı idealler dünyasını kısa sürede hayata geçiren adamın gözlerini sonsuzluğa yumuşunu anımsatıyor. Mustafa Kemal idealler dünyasını yeryüzüne indiren adam olarak anımsanmayı hak ediyor zira.

Yüzlerce yıldır ortaçağ gericiliğine dayanan saltanatın uyuşturduğu bir toplumsal yapının kısa sürede birey olmayı ve de toplum bilincine kavuşmasını sağlayan bir lider olarak yaşamın tüm zorlukları onu sadece kamçılamış olması nede ilginç bir durumdur.

Sömürgeciliğe olan kesin ve katı tavrı, Mustafa Kemal’in idealler dünyasında bağımsızlığın ne denli önemli olduğunu anlamak için 20 yıl boyunca cephe den cepheye koşan bir adamın özgülük tutkusunu anlamanız için örnektir.

Mustafa Kemal zamanın ötesinde olan bir idealler dünyasına inanmanın ötesinde, toplumu kendi ileri gerçeğine çeken adam olmakla anlaşılmalıdır. Modern dünyanın gerçeği ile kendi toplumunun geri kalmışlığını ancak bir devrimci çözebilir.

Mustafa Kemal sadece anlamakla kalmayan bir idealler dünyası kuran lider olarak varlığını istiklal yoluna adayan kişi olarak anımsanmayı hak eden ender lider kişiliktir.

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li olmak tarihsel bir görevdir ve bu tarihsel görev her parti üyesinin ödevidir diyerek görev çağrısı yapıyor CHP üyelerine.

Kemal Kılıçdaroğlu güncel anlamda partiye ciddi bir ivme kazandırdı ve başarılı bir genel başkan tablosu çiziyor…

Şimdi kongre sürecinde kadro birikimini güçlendirerek iktidar olma yolunda adımlar atma çabasında. CHP tarihsel bir fırsat yakalamıştır şüphesiz, ancak mesele kadro birikimini zenginleştirmekten geçiyor…

CHP’de mahaller düzeyinde kongre süreci başladı ve bu başlangıç tarihsel bir göreve talip olacaklar ile çıkarların birliği arasında geçecek gibi. CHP’de çıkarların birliği kaybedecek şüphesiz halkın çıkarlarını temel alanlar kazanacak…

Bu kazanım…

Cumhuriyetin 100 yılında belki’ de CHP daha yaşanılır bir ülke tablosu yaratacak kadrolarla iktidar koltuğunda oturacak. Ancak bunun ön koşulu nitelikli kadro birikimini kurmaktan geçiyor.

Mustafa Kemal Atatürk tamda bu noktada tarihi ödeve talip olacaklara net bir tablo çiziyor…

Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.

Mustafa Kemal Atatürk

Önceki ve Sonraki Yazılar