Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

CHP’YE DÜŞMANLIK KONUMU

Muhalefet tutarlılık ve başarıyı kendi dünyası içinde yorumluyor. Örneğin Kürt meselesinde silah bırakma açılımı yaşanırken birçok belediyede kayyum atanmasını bir çelişki, dolayısıyla tutarsızlık olarak okuyor…

Özgürlüklerin daralmasını ve adalet alanındaki yozlaşmayı bir başarısızlık olarak değerlendiriyor. Sistemin ‘çöktüğünden’, iktidarın giderek güçsüzleştiğinden söz ediliyor…  

Oysa iktidar ‘kendi vizyonu içinde’ gayet tutarlı ve başarılı. Toplumu bu vizyona ikna ettiği ölçüde güçlenme ihtimali de yüksek. Muhalefetin yanılgısı, 2016 sonrasında rejimin radikal biçimde değiştiğini bir türlü kabullenmek istememesi. Tekrar hatırlatalım: Kemalist dönem (iktidara göre ‘parantez’) bitti ve İttihatçılığı canlandıran yeni bir paradigma oluştu…

 Bunun doğrultusunda devletle siyaset arasındaki mesafe kapandı, ordunun ideolojik işlevi bitti, yargı doğrudan devletin uzantısı haline geldi. Paralel olarak halen işleyen bir süreçte kamusal alan millileştiriliyor ve devletleştiriliyor…

  İktidar ülkeyi ideolojik ve siyasi anlamda yeniden inşa ediyor. Bu inşa, müdahaleci bir dış politika ve milli uhdeler etrafında ‘bütünleşmiş’ bir kamuoyu hedefliyor. Topluma geleceği de kapsayan gurur verici bir benlik duygusu aşılanıyor, makbul vatandaşlık kimliği dindarlığı içerecek şekilde değiştiriliyor…

Milli çıkarların vatandaşın çıkarlarından daha önemli olduğu ve vatandaşlığın söz konusu milli çıkarları desteklemekle sınandığı bir yeni dönemin içindeyiz…

Dolayısıyla ‘tutarlılık’ ve ‘başarı’yı iktidarın (devletin) vizyonu içinden değerlendirmek zorundayız. Yeni rejim bizim dünyamızın kriterlerine göre tutarsız ve başarısız gözükse de, bu izlenimden hareketle iktidarın zayıfladığını sanmak hayati bir yanılgı olabilir…

Yeni rejimin düşman konumuna CHP’yi oturttuğu arttık kesindir. Muhalefet etkili olmak istiyorsa, sadece özgürlük, adalet veya yoksulluk konusuyla yetinmemesi, doğrudan bu yeni rejimi analiz etmesi gerek. Bu da şüphesiz nitelikli kadro işidir ve CHP’nin bu nokta da ideolojik içeriği son derece boşladı her açıdan. CHP-PM bu konuda daha yetkin, deneyimli kişilerden oluşabilirdi…

Zira bu hayati mücadele sürecin de “kurmay” ekip son derece önemlidir. 

 

Kaynaklar

Etyen Mahçupyan

Erol Manisalı

 

Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın işarete ettiği Kıbrıs meselesi gözden kaçmamalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar