Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

HIRS VE EGO

Sosyal medya bir lağım çukuruna dönüşmüş vaziyette. Yazılı ve görsel medya önemli ölçüde sistemin “yalan aklayıcısı işlevinden öte değil artık.”

Öylesine derin bir çürüme süreci yaşatılıyor ki topluma, kurbağa metaforu düzleminde adım adım pişirildiği ve çürütüldüğünden habersiz…

Sosyal medya ‘da mutluluk pozu veren ve buna ikna edilme, ettirilme furyası var, bu samimiyetsizlik aslında dayatılan bir yaşam biçiminden başka bir şey değil…

Aslında toplumsal çöküş, sosyal medya için çekilen fotoğraflar, sahte gülümsemeler ve her şey yolunda pozları sadece anlık gerçekliği ters yüz etme çabasından ibaret…

Çünkü o anlık çekim, mutluluk taklidi sonrası sabahın köründe zorunlu bir iş yaşamı, hayatın devamı için” gereken para denklemi “ ve çocuklarının geleceği kaygısı…

Çünkü sabah, servise bindiği arkadaşı da, toplu taşımada yolculuk yapan 10 milyonlarca emekçide “ kıt kanat yaşama tutunuyor.”

Sosyal medya ve Diziler toplumsal çöküşü, yozlaşmayı bir yaşma biçimi olarak topluma sunmaktadır. Eşcinsellik, Lezbiyenlik veya üçüncü bir tür tasarımı topluma dayatılmaktadır.

Sermayenin sömürüsü, baskısı, sınıfsal gerçeklikler yozlaşmış TV programlarıyla perdeleniyor açık biçimde. Kadın bedeni aşağılanmanın ötesinde bir metaya-mala dönüştürülmüş durumda.

Sosyal medya ve TV programları, sahte bir yaşam sunmakta topluma. Lüks ofisler, son model arabalar, harika evler toplumsal gerçeklikten kopuk, emeğin sömürünün perdelendiği yaşam modeli “insanlara örnek olarak sunulmakta küresel ideolojik merkezlerden.”

Oysa milyonlarca emekçi işsiz…

3 milyon sadece genç işsiz var

10 milyona genel düzlemde işsiz mevcut…

1 Milyon lisans-ön lisans mezunu genç işsiz var…

CHP’nin raporuna göre, bu yılın 8 ayında, 1 milyon 405 bin 253 kişi krediler yüzünden icralık oldu. Toplam icra dosyası ise 26,1 milyona çıktı. Aldığı maaş ile çarkı döndüremeyen vatandaş, tüketici kredisi ve kredi kartına yükleniyor. Taksidi ödeyemeyince de icralık oluyor.

Asgari ücretin her gecen gün eridiği bir süreçte toplum mutluluk taklidine zorlanmakta. Oysa gerçek hiçte öyle değil. Sosyal medya da bir yalan rüzgârı ile sistem aklanıyor…

Açık söylemek gerekirse toplumsal değerler maddi dünya’ya kurban ediliyor. Oysa mesele toplumsal eşitliğin sağlanmasındayken bireyci, egosu tavan yapan “boş insanlar türetiliyor.”

Bu sistem hırsın ve egonun uçurumuna koşuyor bencilce. Liberal piyasacılığın, vahşi kapitalizmin en somut biçimi bu ülkede vücut bulmuş durumda.

Emekçilerin gerçeğiyle…

gerçekliği arasındaki mesele sınıfsal gerçekten kopuk olmaz. Bu gerçeklik uzlaşılır düzeyde değildir. Sistem genel olarak “tek tip bir yaşam modelini Tv-sosyal medya diziler, yarışmalar vb dayatıyor.” Rol model olarak sunulan yaşam formatında erişim için toplum dejenere ediliyor.

Toplum uçuruma doğru kavalcının sesine doğru ilerlerken, geride kalan şey “ çöküş ve yıkım olacaktır yazık ki.”

Oysa daha yaşanılır bir dünya mümkündür. Eşitlik ve Özgülük mücadelesini bize miras bırakan devrimcilerin, aydınlanma neferlerinin ışığına ve illaki hakkın gerçeğinden kopmadan mücadele eşsiz mutluluklar için…

Fazlasıyla yeterlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar