Hekimler Hakkını İstiyor

Dünün ilkokul, ortaokul ve lisede belki de sınıfın en sakin, sessiz, kendisine verilen görevleri itiraz etmeden yerine getiren çocukları; bugünün doktorları; son günlerde sosyal medyada fazlaca gürültü yapmaya, kendilerine yapılan haksızlıklara karşı ses çıkartmaya ve hak ettikleri verilmezse mesleği bırakmaya kadar tepkilerini haykırmaya başladılar. Birçok hekim dostum trollerce yapılan itibarsızlaştırma mesajlarına şu paylaşımla, orantısız zeka kullanarak karşılık veriyorlar: ‘Hekimlere karşı savaş açtınız. Kazandığınızda asıl kaybeden siz olacaksınız…’

Aslında Düşen Takımlar Değil, İzmir!

Dün Göztepe kendi seyircisi önünde Alanyaspor’a kaybedince Süper Ligde kalma umutlarını iyice törpüledi. Bunda kulüp yönetiminin bu yılın zorluğunu ön göremeden kurduğu yetersiz kadro kadar, özellikle iç sahada büyük güç olduğu iddia edilen taraftarının her kritik maçta, takım geriye düştüğünde sahaya verdiği olumsuz enerjinin, bu çöküşte en az yönetim kadar payı olduğunu düşünüyorum. Dünkü maç sonu ruh hali önümüzdeki günlerde Göztepe’yi zor günlerinin beklediğinin belgesiydi.

Altay, bugün ligin en zor deplasmanlarından birinde Sivasspor’a konuk oluyor. Ligde kümede kalma barajının oldukça yükselmesi ile her oynadığı maçı final havasında oynamak durumunda kalan Altay için rakibini potaya yaklaştırabilmek için fırsat maçı. Ev sahibi kazanırsa düşme mücadelesindeki rakip sayısı bir eksilecek. Ama Altay kazanmayı başarırsa Sivasspor da potaya yaklaşacak. Son haftalardaki dirençli takımın bu zor deplasmanda ligde tutunabilme yolunda önemli bir kazanımla dönmesini umuyorum. Ama görünen o ki Altay için mücadele son düdük çalana kadar sürecek. 

PTT 1.Lig’de İzmir temsilcileri Menemenspor ve Altınordu haftayı çok zorlu mücadelelerde kazanarak geçirseler de puan durumu ve fikstüre bakıldığında her ikisinin birden ligde kalması en az Süper Ligdeki İzmir temsilcilerinin işi kadar zor. Gönül her ikisinin de ligde tutunmasını istese de rakiplerine ve zorlu fikstüre baktığımızda bunun mucize olabileceğini söyleyebiliriz. 

Bir ihtimal ikişer İzmir takımından dört İzmir takımın ligden düşmesi uzak bir gerçek değil. Sadece düşen takımlarımız mı olacak? Aslında düşen İzmir. 13 Süper Lig hakeminin ligin ortasında görevden el çektirildiği bir sezonda, başta Altay olmak üzere İzmir takımlarının defalarca kritik ve haksız kararlarla doğrandığı bir sezonda, kenti ve İzmirliyi temsil eden otoritelerin bu başarısızlıkta hiç mi eksiği yok? Kasaba takımlarının maçlarında dahi siyasiler protokolü doldururken, İzmir takımlarının maçlarında protokoldeki yalnızlık bu kentliye yapılan haksızlıklardan biri değil mi? En azından son düzlükte siyasileri İzmir takımlarının mücadelesinde yanımızda görmek istiyoruz. 

Bir Tek Sen Anla

Kimi dostum İlker Binbaşı aynı ben diyor. Ben de hep doğruları yapmaya çalıştım ama elimde sadece hayal kırıklığı var diyor, kimi başına ne geldiyse hak etti diyor. Kimi Beyza’ya kin kusuyor, kime ben de Beyza olsaydım aynısını yapardım diyor. Kimi Atilla’yı hatalı buluyor, kimi Seçil’i. Şırnaklı Taksici Ahmet, Bursalı vatan evladı Uğur herkesin sevdiği, sempati beslediği karakterler. Okuyucuya tek bir mesaj verilmek istenmemişti. Gelen samimi, candan tepkilerden bunu başardığımı anlıyorum. Henüz romanı okumadıysanız, bakalım siz kendinizi kime benzetip, kime kızacaksınız. Çünkü bu romanda tek bir doğru yok. Herkesin kendisine göre doğrusu var.

Son Söz

Artemis yayınlarından okuyucun beğenisine sunulan romanımız ‘Bir Tek Sen Anla’, ilk defa okuyucunun beğenisine sunulan bir yazarın eseri olmasına rağmen yaklaşık bir buçuk ay içerisinde ilk baskısını bitirme sınırına yaklaştı. İlk günlerde kitapevlerine geldiği gibi bittiği için neredeyse yok satan kitabımız, en azından İzmir’de Pan Kitapevinde Çok okunanlar rafında, İstinye Park Kırmızı Kedi’de çok satanlar ve Penguen Kitapevinde yeni çıkan rafında kendine yer bulmayı başardı. İlgi gösteren tüm dostlara teşekkür ediyorum.