POLİ-ASTROLOGLAR

Belirsizlik… 

İnsanlığın baş etmekte en çok zorlandığı kavram. 

Hem de yedisinden yetmişine.  

 

Misal… 

Annem istediğim o oyuncağı alacak mı? 

Sınavı geçecek miyim? 

İşe girebilecek miyim? 

Bir evim ya da arabam olacak mı? 

Eşim beni seviyor mu? 

 

Bunlar, kişiden kişiye ve duruma göre değişkenlik gösteren gündelik belirsizlikler…  

 

Bir de hepimiz için ölüm var…  

İstisnasız her birimizin hayatında ki en büyük belirsizlik…  

Farkında olsak da olmasak da muazzam bir alan kaplıyor yaşantılarımızda. 

Hep aklımızda ama üzeri örtülü…  

Örtmediğimiz takdirde mutlu olamayız çünkü…  

 

Tabi belirsizliklerle baş etmek için güzel yöntemlerimiz de yok değil.  

Falcılık bu yöntemler arasında en eski olanı.  

Bilme arzusunun her dönem insanlığın en yoğun duygularından biri olduğunun da kanıtı niteliğinde.  

 

Falcılık ya da kahinliğin köklerinin milattan önce 4000’li yıllara uzandığı biliniyor.  

Gezegenlerin insanların kaderini etkilediği inancınaysa, milattan önce 2500’lü yıllarda rastlanıyor. 

Yani özetle insanlar her daim bilmek istiyor.  

Ya da en azından biliyor ‘muş’ gibi hissetmeye ihtiyaç duyuyor.  

 

Gelelim bugüne…  

 

Bugün falcılık ya da astroloji bambaşka bir noktaya evrildi… 

Gazetelerin kenar köşe kısımlarında yer alan günlük burç yorumculuğundan, tartışma programlarına terfi söz konusu.  

Mülteci sorununun çözümünden döviz kurunun artışına; 

İklim değişikliğinden gıda krizine kadar her konu astrologlar tarafından yorumlanmaya başlandı.  

 

‘3’üncü Dünya Savaşı’na nokta atış tarih veren astrolog var düşünün! 

Sanal alemde ‘Astroloji Gurusu’ adını kullanıyor… 

Koskoca devletlerin öngöremediğini, yıldızlara bakarak söylüyor.  

 

Poli-astrolog maşallah! 

 

Dahası… 

Borsada yatırım tavsiyesi vereni; 

Deprem tarihi açıklayanı; 

Hangi liderin, ne zaman öleceğini söyleyeni bile var! 

 

Bu kişilerin yorumlarına, ‘benim diyen’ ekonomistten, siyaset bilimciden, doktordan, akademisyenden çok daha fazla riayet ediliyor.  

 

Misal… 

 

Bir arkadaş ortamında ülkenin gidişatından dem vuruyorsun;  

‘Falanca astroloğu dinledim, 2023 Türkiye’nin yılı olacakmış’ deyiveriyor.  

 

Fiyatlar yükselmeden arabayı değiştirseydik iyiydi diyorsun; 

‘Merak etme, balıklar bu sene ev, araba alacakmış’ diye yapıştırıveriyor cevabı.  

 

Malum seçim dönemi yaklaştı; herkesin zihninde aynı belirsizlik…. 

Seçimi kim kazanır diye soruyorsun; 

Kendini, filanca astroloğun konuya dair engin değerlendirmeleri üzerine tartışırken buluyorsun.  

 

Ne yazık ki burada, ‘fala inanma, falsız da kalma’ bakış açısından çok daha ötesi söz konusu.  

 

Öyle ki…  

Falcılık, medya içerikleri yoluyla bir tür umutlandırma, anı kurtarma, netlik kazandırma ve dolayısıyla geçici rahatlatma işlevi üstleniyor.    

 

Televizyon ekranlarında, açık oturumlarda ya da gündüz kuşaklarında boy gösteren ‘astrologlar’, insanlığın kaderini kendileri yazmışçasına emin cümlelerle(!) politik, sosyolojik, ekonomik ve diplomatik değerlendirmelerde bulunuyor.  

 

Garip olan, bu tuhaflık kimseye tuhaf gelmiyor! 

 

Daha da acısı astrologlar, siyasetçilerden çok daha fazla güven uyandırıyor.  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar