CUMHURBAŞKANLIK SİSTEMİNİN EKONOMİK DEĞERLENDİRMESİ

Cumhurbaşkanlığı Sisteminin üzerinden üç yıl geçti.  Bu üç yıllık süre icraatın değerlendirilmesi açısından fazlasıyla yeterli bir süredir.  Ayrıca, resmi olmasa da 2016 ayından itibaren 4 yıldır fiili olarak Cumhurbaşkanlığı Sistemi uygulanıyordu.

Gelin Temmuz 2018-Temmuz 2021 Temel Ekonomik Göstergelere bakalım. 2021 rakamları altı aylık gerçekleşmelere göre yıl sonu tahminleridir.

1.jpg2.jpg

Sevgili Dostlar; Şimdi de bu rakamların kısaca ne anlama geldiğini açıklayalım. 


24 Haziran 2018 günü Resmi Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçildiğinde dolar 4,60 TL. idi.  2018 yılın Ağustos ayında 6,90’ı gördü. 2019 ayında dolar 5,45 TL düzeyine gerilemiş iken 2020 yılı Kasım ayı başında 8,5 TL’yi gördükten sonra Hazine ve Maliye Bakanı B. Albayrak’ın istifası ve TCMB Başkanlığına N. Ağbal’ın getirilmesiyle doların ateşi düştü ve bir ara 7,20'lere tekrar geriledi. 9 Temmuz 2021 itibariyle 8,67 TL. civarında seyrediyor.

Üç yıllık artış yüzde 88. 

2018 yılında yaşanan dış güçlerin operasyonunun! üzerinden üç yıl geçti.

Şunun şurasında 15 gün kaldı, 8-10 Ağustos günlerine. Üç yıl içinde TL’nin değer kaybı yüzde 88. Ülke içinde ve dışında tüm terör örgütlerine karşı sağlanan başarı bir türlü döviz cephesinde maalesef gerçekleşmiyor. Daha da ilginci, tüm çağrılara rağmen vatandaşın ve kurumların bankalardaki döviz mevduatları 235-240 milyar doların altına inmiyor, en yüksek makamlardan gelen tavsiye ve telkinlere ve TCMB’nin para politikası araçlarıyla yani zorunlu karşılık ve TL’ye stopaj desteğine rağmen teknik anlamda dolarizasyon, halk tabiriyle dolar tutma eğilimi devam etmekte.

Bu durumda, tasarruflarını dövizde tutanlara dış güçlerin yerli işbirlikçisi mi desek, yoksa üç yıldır dış güçlerle mücadelemizde bir adım mesafe alamıyoruz mu desek, bilemedim.   

Yeni sistemle birlikte, birkaç defa istihdam paketleri açıldı, teşvikler verildi. 2019 ve 2020 yılı için de 2.5 milyon yeni istihdam sözleri verildi, TOBB üyelerine görevler verildi, ancak 2019 başında istihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 95 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 53 iken bugün istihdam edilenlerin sayısı 28 milyon 56 bin. İstihdam oranı ise yüzde 44. Elbette bu dönemde salgının etkilerini de nazara almak gerekiyor.   

Faiz oranlarında dramatik düşüş ve yükselişler yaşandı. 2018 yılı sonlarına doğru yüzde 19’ ları bulan faiz oranları TCMB indirimleriyle bir ara yüzde 8’ler kadar inse de tekrar 2021 yılı başında yüzde 17-19 aralığına yükseldi. “Faiz sebep, enflasyon sonuç” iddiası uğruna TCMB rezervleri eritildi, ancak gelinen noktada hem enflasyon yüksek, hem faiz yüksek, hem de TL’nin reel değeri dip noktalarda.

Dün açıklanan rakamlarla, reel efektif döviz kuru endeksi, haziranda Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) bazında 59,77'e indi. Bu seviye TL'nin tüm zamanlarda gördüğü en düşük reel değer anlamına geliyor.
Temmuz 2018’de Merkez Bankasında 78,5 milyar dolar rezerv vardı. Bugün ise tüm ekonomistler swaplar çıkıldıktan sonra elde kalan net rezervin eksi -43 milyar dolar olduğunu, resmi hesaplarla açıklıyorlar, TCMB’den aleyhe bir açıklama gelmiyor.   

2018 yılı sonunda yüzde 2,9’ luk bir ekonomik büyüme var. 2019 da yüzde 1 in altında 0,9’ luk bir oran. 2020 de ise Temmuz ayıyla birlikte kredi destek paketleri sayesinde yıl sonunda yüzde 1,8’lik büyüme gerçekleşti. 2021 ilk çeyrek döneminde yüzde 7’leri bulan büyüme rakamları ise kimseyi tatmin etmedi. Bu yılın sonunda yüzde 5’leri aşan bir büyüme olacak gibi duruyor.   
Sevgili Dostlar; 
Tüm bu olumsuzluklara rağmen son dönemde ihracat rakamları sevindirici. Ocak-Haziran dönemi itibariyle ihracat yüzde 40 artarak 104,9 milyar dolar oldu. Aynı dönemde ise ithalat yüzde 27,5 artışla 126,2 olarak gerçekleşti. Bu dönemde dış ticaret hacminde yüzde 33'lük artışla 231,1 milyar dolar rakamı kaydedilirken, dış ticaret açığı ise yüzde 11 düşüşle 21,2 milyar dolara geriledi. 

2020'nin ilk 6 ayında yüzde 75,9 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2021'in aynı döneminde yüzde 83,2'ye yükseldi. Yıl sonunda ihracatın 200 milyar doları aşması sürpriz sayılmamalı. 
Sevgili Dostlar; 
Bu kısa yazıda yeni sistemin üç yıllık ekonomik tablosunu açıklamaya çalıştık. Görüntü parlak olmadığı gibi maalesef kötüye gitmiş. Bu sonucun nedenleri; üç yıldır devam eden hatta bir bakıma 2013 Gezi olaylarından beri devam eden süreç mi, yoksa ekonominin bilimsel olmayan yöntemlerle yönetilmesi mi, takdir sizlerin. 

Önceki ve Sonraki Yazılar