SİYASETTE 50+1 PAZARLIĞI, ERKEN SEÇİMİN AYAK SESLERİ

Dün bilgisayarın başına oturup son günlerde döviz kurlarındaki hareketlilik üzerine ülkede ekonomik hayatın nereye doğru gittiği, bir ödemeler dengesi krizi çıkar mı, halk diliyle “batar mıyız, batıyor muyuz” konulu bir yazı üzerinde çalışıyordum, ancak öğle saatlerinde AKP Grup konuşması sonrasında “Bunların hepsi maalesef yalan dolan, bu tür şeyler. Bu konularla, özellikle Anayasa değişikliğiyle ilgili karar merci parlamentodur. Bu konuda bir değişikliğe giderse parlamento değişikliğe gider, adımı da ona göre atılır. Parlamento daha önce Anayasa ile ilgili bu konuda bir karar verdi. Yeni bir karar verir mi vermez mi? Onu da görürüz.” açıklaması sonrasında yanımdaki arkadaşlara “Beyler, erken seçim geliyor, Anayasa Değişikliği ile beraber” dedim.  Ne demek istiyorum. 
Bilindiği üzere, “yüzde 50+1” konusu Sn. Cumhurbaşkanı ile Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu görüşmesi sonrasında gündeme oturdu.  Sonra, C.Çiçek, yüzde 50+1 koşulunun cumhurbaşkanlığı seçiminde ciddi problem çıkardığını ve önceden yetkililere uyarılarını yaptığını söyledi. 
MHP Genel Devlet Bahçeli, grup toplantısında, yüzde 50 artı 1’i ‘sistemin demokratik meşruiyet temeli’ olarak tanımladı. 
MHP grup toplantısından tam bir gün sonra bu defa Cumhurbaşkanı yukarıdaki açıklamayı yapar yapmaz, olağanüstü gelişmeler yaşandı. Öğleden sonra hem Cumhur İttifakı liderleri hem de Millet İttifakı liderleri bir araya geldiler.  
Her ne kadar AKP ve MHP Genel Başkanlarının toplantısıyla ilgili bir açıklama yapılmamış olsa da, bu görüşmede “yüzde 50+1”  konusunun gündeme gelmediğini düşünmek fazlasıyla saflık olur. Ayrıca, hem C. Çiçek’in hem de AKP MKYK sonrasında Çelik’in  açıklamalarının Sn. Erdoğan’dan bağımsız ve habersiz olduğu söylenemez.  Çünkü, biliyoruz ki, Cumhurbaşkanı yüzde 50+1’in tartışılmasını kendi istiyor ve değiştirmek istiyor.  İlaveten her iki partinin Anayasa ve Seçim yasası hazırlıkları da belli bir aşamaya geldi. 
Diğer taraftan, yine biliyoruz ki, Millet İttifakı liderleri bir süredir erken seçim çağrıları yapıyorlar, dünkü görüşme sonrası benzer yönde açıklamalar yaptılar. Bir diğer konu da, aynı ittifakın diğer siyasi partilerle yani DEVA, Saadet, Gelecek ve Demokrat Partiyle birlikte Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda ortak komisyon çalışmaları sona doğru gitmekte. 
Tüm bu gelişmeleri ve gündemleri birleştirdiğimizde yüzde 50 konusunun erken seçimle birlikte pazarlık konusu yapılacağını görmemek mümkün değil. Sonuçta bir taraf erken seçimi ısrarla ve hırsla istemekte, diğer tarafta Sn. Erdoğan’ın yüzde 50+1’le yeniden seçilmesinin çok zor hatta imkansız hale geldiğini, ikinci tura kalınması halinde HDP’nin kilit rol oynayacağını görmekte. Ayrıca, HDP’nin birkaç ay sonra kapatılacağı ve seçmen kitlesinin belirsizlik içerisinde seçime hazırlanacağı gerçeği de önümüzde duruyor. 
Parlamento dediğimiz ne ki; Sn. Erdoğan talep edecek, Sn. Bahçeli ikna edilecek, vekillerde el kaldıracaklar. Geriye ne kalıyor, Millet İttifakının iki liderinin Anayasa Değişikliğine kabul demeleri. Teklif ne derseniz; “Erken Seçim mi istiyorsunuz, gelin seçimi bir yıl öncesine yani Haziran 2022’ye veya Kasım 2022’ye alalım, Anayasa Değişikliğine gidelim. Cumhurbaşkanlığı Seçiminde ilk turdaki yüzde 50+1’i yüzde 40 veya 45’e indirelim. Seçim barajını yüzde 5’e çekelim veya kaldıralım” 
Ne dersiniz, olur mu?
Şahsi kanaatim, pekala olur, hatta son günlerin moda tabiriyle “Geliyor gelmekte olan”. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar