Buket Işıkdoğan Köse

Buket Işıkdoğan Köse

GELİN ÇOCUKLAR / ÇOCUK GELİNLER

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi 2 Eylül 1990 tarihinde Türkiye’de dahil olmak üzere 196 ülke tarafından imzalanan bir belgedir.

  Elli dört maddeden oluşuyor. Oturdum ve her bir maddeyi tek tek okudum. Her biri devletler tarafından kabul gören ve çok güzel içeriklerden oluşuyor ki zaten bu haklar her canlının maddeleşmeye ve imzayla kabul edilmeye gerek dahi olmayan hakları. Kâğıda dökülmesi ise durumun ne kadar vahim olduğunun, dünyadaki ülkelerin tümünde çok güç koşullar altında yaşayan çocukların varlığının kanıtı maalesef. En acısı da ülkemizde kız çocuklarımıza ‘’çocuk gelin’’ yakıştırmasıyla pedofili hastalarının dini de kullanarak ulu orta ve aile destekli tecavüzleri. Bu yüzden belki de ilk madde bence en can alıcı olanı

 MADDE 1: Bu sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan bu kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuktur…

  Yönetim şekli Cumhuriyet ve dini inancı Müslüman olan ülkemizde neler oluyor? Günlerdir zihnimizi kurcalayan, iç bulandırıcı, utanç verici son olayla, İslam üzerinden yaratılan oluşumlarla ve inançla çirkin bir şekilde yüzleşmek, Yaşar Nuri Öztürk’ün ‘’Allah ile Aldatmak’’ kitabının İslam dünyasına bırakılmış en büyük miras olduğunun kanıtıdır.

  Bizler çocuklarımızı koruyamıyoruz, hayvanlarımızı koruyamıyoruz, ormanlarımızı, sularımızı, kadınlarımızı, milli değerlerimizi koruyamıyoruz. Bizler ırk, renk, dil, din, cinsiyet, siyasal ya da başka bir görüş, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuştan ya da başka durumlardan kaynaklanan haklardan ayrım gözetilmeden faydalanmak zorundayken ve bu haklarımızın devletin korumasında olması gerekirken bu ülkede neler oluyor?

  Bu yaşanılanlar kader değil, bırakın kader kısmet masallarını, hiçbir şekilde hiçbir din bunları desteklemez. Kim bunlar?

  Atatürk’ün kapattığı her tarikat, son yirmi yıldır vakıf kimliği ile yeniden açıldı. Çocuğumuzu, hayvanımızı, kadınımızı koruyamasak da vakıflarımızı yasalarla gerçekten de çok iyi koruya biliyoruz ve bu konuda gerçekten de çok başarılıyız.

***

  10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günümüz kutlu olsun bu arada…

  Her insanın ‘’ insan onuruna’’ sahip olarak doğduğunu unutup 1948 tarihinde bu bildirgeyi   imzalamış olan milletler sayesinde savaşlar, ırk, dil, din, toplumsal köken, mülkiyet gibi ayrımlar ortadan kalkmıştır çok şükür. Rus askerlerinin Ukrayna’da halka nazik davranışı, kadınlarla sosyal yakınlaşmaları dünyaca, büyük bir ilgiyle izlenmektedir. Bu tür bildirgelere imzalarıyla destek veren ülkeler gerçekten de taktire şayandır.

  ‘’Türkiye tarafından 1954'te onaylanmış olan ve iç mevzuatımızın bir parçasını oluşturan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, temel hak ve özgürlükleri: yaşama hakkı, işkence, insanlık dışı veya küçültücü muamele yasağı, kölelik ve zorla çalıştırma yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği, hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma’’ gibi maddeleri içermektedir,

  1954’den bu tarafa gerçekten de nasıl bir özveriyle uyguluyoruz temel hak ve özgürlük yasalarımızı. Ağlamak istiyorum. Üç ay ara ile kendilerini bütün dünyaya hatırlatan bu önemli günleri kutladıktan sonra korumak amaçlı kaldırdığımız raflarda, kesinlikle çok güvenli yerler…

 

 

Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.

Nazım Hikmet

 

Çocuklar için yazdığım şiirimle bitiriyorum yazımı.

 

Gül çocuk.

Sana gülmek yakışır.

O temiz dünyanda kal.

İzin verme kirletmelerine.

Gülüşünle hatırlat bizlere

Huzuru, umudu.

Çirkin masalları duymasın kulakların.

Arala dudaklarını,

Yankılansın kirlenmemiş kahkahaların.

Kaybetme asla.

Gamze gamze açan umudu.

Ağlayarak geldiğin bu dünyaya

Gülerek meydan oku.

Buket Işıkdoğan

 

Önceki ve Sonraki Yazılar