Dile kolay Adalet Yürüyüşü’ nde 21’inci gündeyiz.

Dağların ayazında, ovaların güneşinde her gün ortalama 20 kilometre yürüdük.

O inanç, o yürek bizlerde olmasa; adalete olan tutkumuz olmasa; bu yürüyüş ıstırap olurdu.

Ama zoru o kadar kolay eyledik ki, 50-60 kilometre kaldı.

Ve Maltepe bir başlangıç olacak…

Demokrasi için, hukuk için, özgürlükler için, kısaca adalet için.

Dünyanın en uzun mesafeli ve en kalabalık yürüyüşünü, kardeşlik hukuku ve barış içinde sürdürüyoruz.

Kırmadan, dökmeden, her geçen gün çoğalarak…

Peki, ne istiyoruz?

ADALET

Bu isteğin, bu talebin haklılığının en önemli işareti; değişik siyasi görüşlerdeki siyasi parti, sendika, meslek örgütleri, vakıf ve derneklerden ya da bireysel olarak katılım sağlayan on binlerce insanın 40 dereceyi aşan sıcaklarda bu yürüyüşün bir parça olması değil midir? Fiziki olarak yürümeseler de milyonlarca insanın aklının ve gönlünün bu yürüyüşte olması değil midir?

Bu talebi dinleyip, çözüm üretmesi gerekenlerin tavrı ibretliktir; hakaret ve hedef gösterme. Belki de bu durumu en iyi açıklayacak kavram körleşmedir. İktidar sahiplerinin vicdanları körleşmiştir. Kendisi gibi düşünmeyen ya da partisine oy vermediğini düşündüğü insanların taleplerine tamamen gözlerini kör etmiş bir iktidar var karşı- mızda.

Bu iktidar sahipleri insanlık tarihinin en ilkel duygusuyla hareket ederek; herkes için adalet ve güvenli gelecek isteyenleri “terörist” olmakla suçluyor, “reisçilerin” önüne atıyor. Nefret tohumları ekiyor.

***

“Rüzgâr eken fırtına biçer” dediler, “Hızlı trene binin” dediler, “Yolları teröristler yürüsün diye yapmadık!” dediler, “Adalet yollarda aranmaz” dediler, “Hükümet hoşgörü gösterdiği için yürüyebiliyorsunuz” dediler. Dediler, dediler, dediler... Ama “Bu ülkede adalet var” diyemediler. Çünkü yok. “Adalet” diyerek geldiler, adaleti, vicdanı yok ettiler. Şimdi millete, adaleti, demokrasiyi lütuf görü- yorlar.Sevgili Peygamberimiz; “Haksızlık karşı- sında susan dilsiz şeytandır” buyurmuştur. Bugün milyonlar haksızlık karşısında susmamakta; “Hak Hukuk Adalet” diye haykırmaktadır

Ve bugün Türkiye bir kırılmanın eşiğindedir. Mülkün temeli olan adaletin çöktüğü Türkiye’de millet ve devlet çöküşle karşı karşıyadır. Adalet Yürüyüşü tam da bu nedenle; milletin, devletin çöküşünü önlemek üzere yola çıkmıştır. Haklı ve kutlu bir yürüyüştür. Adalet ve demokrasi, insanlık tarihinde hep kazandı; yine kazanacak. Kazanan milletimiz ve ülkemiz olacak.