‘Bu aşktan bir cacık olmaz’ demiştik

Sonuçları üzerinden çok farklı analizler yapılsa da bir şeyi çok net gördük ki, toplumun nefret dilinden kurtulma, yeniden birlikte yaşam kültürünü oluşturma isteğinin önünde artık durulamıyor. Demek ki birlikte isteyince, omuz verince temelinden oynatamayacağın yapı yokmuş; 31 Mart gecesi bunun kanıtı oldu.
Seçim sonuçlarının en önemli yanı 'sandıkta kazanmak mümkün değil' inancını kırmış olması. İktidarın, elindeki tüm yetki ve gücü kullanarak seçimi manipüle edeceğine hatta Erdoğan'ın kaybedeceğini bilerek bir yarışa girmeyeceğine inanır hale gelmiştik. Elbette böyle düşünmemizin geçerli bir nedeni vardı: Yaşadığımız kasvetli ortam... Ama gördük ki bir yere kadar dayanabiliyorlarmış.
Şov yapanlar yerine samimi adaylar belirlemek, oy beklentisi içinde olduğu halde vatandaşı kıran/küstüren açıklamalardan kaçınmak, adaylardan rol çalan liderlikten uzak durmak, güvenliği sağlamak için iyi organize olmak aslında koltuğu sallayıp alaşağı etmek için yeterliymiş. Bazı küçük yanlışları yok sayarsak Kılıçdaroğlu ve ekibi bu seçimde tam da bunu başardı işte.

‘Beka’ diyorduk!

Son 25 yılın en önemli siyasi figürü Erdoğan her seçimin başrolü oldu. Erdoğan, Gezi'den beri kan kaybediyor olsa da her seçimde güçlü bir profil çizerek ‘benimle mi, bensiz mi’yi dayattı. Ancak ilk kez bu seçimde bir taraftan beka tehdidi, bir taraftan terörist yaftalamaları arasında Erdoğan kendi tabanını bunun ‘ders verme seçimi’ olmadığı konusunda ikna etmeye çalıştı.
Seçmeni ikna edemedikçe din ve vatan üzerinden yürütülen propogandanın dili gittikçe çirkinleşti. "Esenyurt'u kaybedersek Mekke düşer", "Ankara'da seçimi kaybedersek PKK'lılar fatura dağıtır", "Ülke yıkılır", "Ekonomi çöker" tehditleriyle gittiğimiz seçimde sonuçlar açıklandığı andan itibaren, özellikle ‘beka’ yaratıcısı Bahçeli'nin keyfinin son derece yerinde olduğunu gördük. E hani ne oldu beka? Faturaları sizin ekip mi dağıtıyor? Mekke de yerinde çok şükür! Ee?

Kazananı çok, kaybedeni net yarış!

Belediye sayısını arttırarak ortağına çelme takan MHP, kayyumların elinden belediyelerini söke söke alan ve tek adama karşı muhalefete omuz veren HDP, Akdeniz ve Ege'nin tüm kıyı şeridine sahip olan ve ülkenin kalbi büyükşehirleri geri alan CHP ile doğru bir stratejinin parçası olan İYİ Parti bu seçimin kazananları.
Kaybedenlerse net: Erdoğan'ın kutuplaştırıcı dili, Süleyman Soylu, yandaş medya, Buket Aydın ve Turgay Güler.
Bu kadar net!

Önceki ve Sonraki Yazılar