Suriyeliler de size bayılmıyor!

Göçmen desek değil, mülteci hiç değil, sığınmacı belki; yoksa gel şartlı mültecilikte anlaşalım. Nereye koysan olmuyor. Konumuz Suriyeliler... 

Başlarda ülkesinden kaçan Suriyelileri devlet de hangi statüye koyacağını uzun zaman düşündü. Ki eski bir anlaşma "mülteci" demesine engeldi. Belki sorumluluktan da kaçınmak için "misafir" demeyi uygun gördü. İlk kez böyle bir durumla karşılaşan yurttaş, sözcük anlamından olsa gerek, onların geçici bir süre kalacaklarını sandılar. Bayram tatilini "kendi yurdunda" geçirip geri dönen "misafirler" herkes tarafından unutulunca/unutturulunca mecburen yurttaş bunu hatırlatmak zorunda kalıyor. Seçim yatırımı olarak miting meydanlarından "dönecekler" vaadinde bulunursan bu beklentiye girenlere de kızmayacaksın. 

SORUMLULUK YURTTAŞTA MI?
Savaşı devletler çıkarır, bireyler değil. İnsanlar mahallesindeki huzursuzluğu anlattığında "Ülkelerini ateşe verdiniz, onlar da senin ülkene bayıldığı için gelmedi" gibi saçma sapan bir suçlamayı tokat gibi indiriyoruz. Halbuki senin, benim dememizle olsa "barış" dediğimizde devlet bunu sağlar; "huzur" dediğimizde şak diye getirirdi. Kimse Suriye'deki savaşın bireysel olarak sorumlusu değil; öncelikle bunu kabul edelim. Hatırlayın, çatışmalar henüz başlamıştı, tek kurşun dahi sıkılmamış köylerden akın akın insanlar geldi; ki "Reis" meydanlarda 'ısrarlı' bir davette bulunuyordu. Sınırı açtık; hem de ne açma. Yol geçen hanı!... "Misafirler" kuş uçmaz kervan geçmez Alevi köylerinden tutun da yurdun dört yanına elini kolunu sallayarak yerleşti. Kimdir, nedir bilmediğimiz; kafa mı kesti, tecavüz mü etti; masum mu, mağdur mu bilmediğimiz bir dolu insanla birlikte yaşıyoruz. Filler tepişti, çimenler eziliyor yani. Savaşı devletler çıkardı, yükü yurttaşın omuzlarına kaldı.  Artık biraz kulak vermenin zamanı gelmedi mi?

TEPKİ BÜYÜYECEK
Sınırda kaçak benzin üzerinden yüklü para kaldıranları, kaçakçılık yapıp insan canı üzerinden kazanç sağlayanları, Suriyeli genç kızları kendine "karı" ve "sermaye" yapanları, Suriyelilerin eğlencesinden bile rahatsız olan sığ insanları saymıyorum hiç. Nasıl ki her Suriyeli terörist değilse, her Türkiyelinin de eli/ yüreği kirli değil. Peki kire hiç bulaşmamış onca insanın suçu ne? Yok saydığımız sorunlar üstünü örttükçe büyüyor. Gelmekte olan bir felaketten gözümüzü kaçırıyoruz. Mahallelerdeki nefret Suriyelileri de örgütlenmeye götürecek. Nefretin ortasında 4 milyon insan nefretle büyüyor. Bugün 4 milyon! Ya yarın?

Önceki ve Sonraki Yazılar