Elif Doğan Şentürk

Elif Doğan Şentürk

Kime ne anlatıyoruz ki?

Sen diyorsun ki:

IMF’ye olan 23,5 milyar dolarlık borcu diyelim ki kapattınız, ancak AKP iktidara geldiğinde dış borç 129 milyar dolarken, şimdi 466 milyar dolar olmuş, yaklaşık 4 kat artmış…
O diyor ki: Ama...


Sen diyorsun ki;

Cumhuriyet dönemi hükümetlerinin yaptığı dev kuruluşlar, bu hükümet döneminde satıldı ve bu satışların önemli bir kısmı yabancılara gerçekleştirildi. En son, cumhuriyetin güzide kuruluşlarından şeker fabrikaları satıldı ve hangi şartlarda satıldı, para nerde belli değil…
O diyor ki: Ama...


Sen diyorsun ki;

Ülkede ne kadar gazeteci, akademisyen, bilim adamı, aydın varsa büyük bir baskı altında hatta birçoğu cezaevinde. Artık iki kişi kendi aralarında konuşmaya korkuyor.
Hatta bir gazeteci hem Ergenekon, hem FETÖ’den cezaevine giriyor. Bu büyük bir çelişki değil mi?...
O diyor ki: Ama...


Sen diyorsun ki;

“İsmet İnönü, cumhuriyeti kuran kurtaran kadroda ikinci adam, Lozan’da yurt bildiğimiz toprakların yani vatanımızın tapusunu alan bir lider. Hatta savaştan yeni çıkmış bu milleti, ikinci dünya savaşına sokmama ustalığını gösterdikten sonra, “Ben sizi ekmeksiz bıraktım ama babasız bırakmadım” diyerek, savaşa girmenin bedelinin ne olacağını tek cümleyle özetleyen bir vatansever”
O diyor ki: Ama...

Sen diyorsun ki;

Eğitim sistemimiz hallaç pamuğuna döndü, her gelen bakan yeni bir sistem denedi, çocuklarımız öğrenci olmaktan çıkarılıp birer deneğe dönüştürüldü.
Eğitimimiz OECD ülkelerinin ortalamasının altında kaldı.
Uluslararası akreditasyonu en güvenilir kuruluşlardan biri olan PISA test sonuçlarına göre Türkiye 72 ülke arasında, bilimde 52, matematikte 49, hatta okumada 50. Sırada yer aldı.
Matematik, fizik, kimya olmazsa hatta okumada bile son sıralarda olursa, o ülke nasıl gelişir?...
O diyor ki: Ama...


Sen diyorsun ki;

Din üzerinden siyaset yapılmamalıdır, camiye, kışlaya, okula siyaset sokulmamalıdır. Dünyadaki bütün savaş felaketlerinin ana çıkış noktası din ve daha da ötesi mezhep siyaseti. Dünya tarihi bunun örnekleriyle dolu. Ortadoğu’nun şu anki durumuna bakın, daha iyi anlaşılır…
O diyor ki: Ama...


Sen diyorsun ki;

Dünya üzerinde var olan ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda, siyasi ve ekonomik hamleler yaparlar.
‘Ülkeler arasında ebedi dostluklar değil, ebedi çıkarlar vardır’ ve her ülke kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder.
Ülkemizdeki, her türlü ekonomik ve siyasal olayı, çeşitli lobilere bağlayarak izah etmeye çalışmak her şeyden önce, eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur.
Öyle olsa bile, ülkeyi yönetenler, bunu fark eder ve ona göre tedbirini alır. Yönetenlerin defalarca “kandırıldık” demeleri, kandıranların yaşattıkları felaketleri açıklamaya yetmez. Ülkedeki her türlü siyasi ve ekonomik gelişme, iktidarın sorumluluğundadır, şikâyet etmeye hakkı yoktur…
O diyor ki: Ama...


Yani kardeşim sen ne söylersen söyle, biz ne söylersek söyleyelim, o inansa da inanmasa da, görse de görmese de, anlasa da anlamasa da “Ama” ile başlayan cümleyi kurmaya şartlandırmış kendini.
Eee sen o zaman kime ne anlatıyorsun!
Ya da biz kime ne anlatıyoruz!

Önceki ve Sonraki Yazılar