SİVAS KATLİAMI

Tarih; 2 Temmuz 1993


Yer; Sivas’ta Madımak Oteli


O gün burada meydana gelen olaylarda 33 aydın yakılarak öldürüldü. 2 otel çalışanın da dumandan etkilenerek yaşamını yitirdi…


O katliamın üzerinden 29 yıl geçti.


Hafızalara bir katliam tarihi olarak kazınan 2 Temmuz günü, Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak için Sivas'a giden aydın ve sanatçılardan 33'ü ile iki otel görevlisi otelin yakılması sonucu hayatını kaybetti.
Olaylarda iki gösterici de öldü.


Aydınlar, sanatçılar ve şairlerden oluşan bir grup, dört günlük şenlik programına katılmak için o günlerde Sivas'a gitti.


1 Temmuz1993’de şenliğin açılışında konuşanlardan biri de yazar Aziz Nesin'di. 


Behçet Aysan, Metin Altıok, Uğur Kaynar, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Asım Bezirci de kente gidenler arasındaydı.


33 kişinin en yaşlısı 66 yaşındaki Asım Bezirci, en genci ise folklor gösterisi için Sivas'a giden 12 yaşındaki Koray Kaya'ydı.


Hollanda vatandaşı Carina Cuanna Thedora Thuys katliamın tek yabancı kurbanıydı.
Menfur Katliamdan iki gün önce Sivas da bir bildiri dağıtılmıştı.


Bildiride Aydınlık gazetesinde yayımlanan Salman Rüşdi'nin "Şeytan Ayetleri" kitabından bahsedilmiş, Nesin Aydınlık’ın başyazarı olduğu gerekçesiyle hedef gösterilmişti.
Sivas Valisi Ahmet Karabilgin'in şenliklere ev sahipliği yapması bildiride eleştirilmiş, Nesin için "Şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir" ifadesi kullanılmıştı.
2 Temmuz günü Cuma namazının ardından etkinliklerin yapıldığı kültür merkezinin önüne bir yürüyüş başladı.


"Sivas laiklere mezar olacak" atılan sloganlardan biriydi.


Saldırgan grubun bir kısmı yeni dikilen "Halk Ozanları" heykelini yıkıp, yerde sürüklerken; bir kısmı Valilik önünde Ahmet Karabilgin'i protesto etti.


Valinin katliam sonrası İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği rapora göre, saldırganların sayısı her saat artıyordu. Yine aynı rapora göre, akşam saat 18.00'de Madımak Oteli'nin önünde o ana kadar hiçbir aşamada dağıtılmamış 15 bin kişi vardı. Otel önündeki araçlar ve sürüklenen heykel ateşe verildi, otelin camları kırıldı.


Yaklaşık 2 saat sonra otel ateşe verildi, saldırgan kalabalık sloganlarına devam etti.


Madımak Oteli'nin önünden çekim yapan İhlas Haber Ajansı'nın görüntülerinde otelin etrafını kuşatanların sloganları yanında sözleri de duyuluyordu.


Biri otelin birinci katına çıkan saldırgana "Lan yakın" diye seslenirken, bir diğeri ilk alevin görünmesiyle "Cehennem ateşi işte" diye sesleniyordu.


Turgut Özal'ın ölümünden sonra Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı seçildi.


Demirel’in yerine de  DYP Genel Başkanı seçilen ve Başbakan olan Tansu Çiller görevi devralmıştı.
. Çiller'in Madımak Oteli'nde yaşananların ardından söylediği sözler tartışma yaratacaktı:
"Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir."


Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise olayın münferit olduğunu ve "Alevi-Sünni çatışmasına dönüşmemiş olmasını" vurguladı:


"Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır...

Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır."


İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise Aziz Nesin'i "Aziz Nesin'in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir" sözleriyle hedef gösterdi. 
Aziz Nesin, ilerleyen günlerde Gazioğlu'nun "yalancılıkla" suçladı.


Koalisyon ortağı SHP'nin eski genel başkanı, dönemin başbakan yardımcısı Erdal İnönü, olaylar sırasında Aziz Nesin'le telefonla görüşerek "en kısa zamanda takviye güç gönderileceğini, kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacağını" söyledi.


İnönü, katliam ardından SHP'ye ve kendisine yönelik eleştirilere, "Ne yapayım, yetkim yoktu" cevabını verdi.


Ne güzel değil mi?
Başbakan yardımcısı ama yetkisi yokmuş…
İlerleyen günlerde katliamcıların Avukatları AKP’den milletvekili ve Bakan oldular.
Hayati Yazıcı gibi.
Sonunda katliam zaman aşımına uğradı.

Önceki ve Sonraki Yazılar