Güneş Gürseler
Baro Derneği Fantezisi
Kamuoyunun dikkatini asıl sorunlardan uzaklaştırmak için fantezi gündemler ortaya atıp bunları tartıştırmak siyasi iktidarın başarılı olduğu konuların başında geliyor. Bazen bu fantezi o kadar ileri gidiyor ki Avukatlık Yasası değişeceği söylemlerinde olduğu gibi sadece başlık ortaya atılıyor. Soranlara da; “çalışıyoruz henüz ham” yanıtı verilerek kazan biraz daha kaynatılıyor, avukatlara da muhayyel bir değişiklik söylentileri peşinde vakit harcamak düşüyor. Nasıl olsa zamanımız çok ve de bedava.
Azgelişmişliğin tanımlarından biri de; sorunlarını ve çözümlerini bildikleri halde örgütlenemedikleri için çözümü gerçekleştirememek olarak yapılır.
Biz acaba az gelişmişlik düzeyinden daha da mı aşağıdayız? Sorunlarımızı biliyoruz, çözümlerini de biliyoruz ayrıca örgütlüyüz de. Sorunlarımızı çözmek şöyle dursun sürekli artmasını sadece izliyoruz.
Dünyada savunma mesleği, avukatlık diye bir meslek yokmuş ilk defa bizler keşfetmişiz gibi tartışıyoruz. Mesleği giriş sınavlı mı olsun, sınavsız mı olsun, örgütlenme nasıl olsun, seçimler nasıl olsun dönüp duruyoruz. Oysa yüzyıllardır bu meslek ve de örgütleri var.
İyi niyet eksiğinden mi yoksa görevde olanların kendilerini vazgeçilmez sanıp makamları bırakmak istemeyişlerinden mi, sistem daha iyi işlerse kendilerini dışarı atacağı korkusundan mı? Bilinmez.
Örneğin yıllar önce 2006 yılında avukatlık sınavı her şeyi ile hazır olup sınava birkaç hafta kalmışken stajyeleri otobüslere doldurup Türkiye Barolar Birliği önüne gönderip gösteri yaptırmak mı ya da avukat milletvekilinin bir maddelik yasa teklifini iktidar muhalefet işbirliği ile kabul edip yasadan sınavı çıkarmak mı?
Yoksa yıllardır raflarda duran yasa taslaklarını görmezden gelip tartışmaktan dahi korkmak mı? Ya da fantezi öneri söylentileri yaymak mı?
Örneğin baro derneği fantezisi. Neymiş, 2000 avukat bir araya gelip “baro” kuracakmış. Hangi esasa, hangi yerleşime, hangi bağlantıya göre. Bu “baro” değil “dernek” olur. Dernekleri de İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü denetler.
Biraz cesaret ve iyi niyet lütfen.
Bir şey yapmak sorun çözmek istiyorsanız başınızı kaldırıp evrensel uygulamalara bakın ve tartışın; barolar nasıl kurulmuş, avukat sayısı mı esas alınmış, yargı çevresi mi, mahkeme bölgesi mi, mahkeme türü mü? Üye olacak avukatlar için aranan koşullara bir bakın; örneğin büro adresi mi, ikamet mi?
Korkmayın. Bugün yaklaşık 200 bin avukatın sıkıntılarını gerçekten çözecek cesareti gösterin. En yanıltıcı yol gösterici korkudur.
Bunları yaparken de akreditasyonunu sağlayamadığınız hukuk fakültelerini, bunlardan mezun olup bin bir umutla hemen avukat olan ancak daha ilk gün bütün dünyaları yıkılan gençleri, maddi sıkıntı içindeki avukatları, intihar edenleri ve bütün bu tablodan sorumluluğunuzu düşünün ama gerçekten düşünün, boş boş bakmayın.