Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

CHP ve Türkiye’nin geleceği

Salonda müthiş bir heyecan var. Türbinler süper, kulis çok hareketli. Delegeler sakin hatta ilgisiz.
CHP’li olsun ya da olmasın salonun dışında herkes bu Kurultayı çok önemsiyor. Ben dâhil herkes CHP’yi son ve tek umut görüyor.
İşte bu nedenle salondaki heyecan kurultay sonrasında seçilecek yeni kadrolarla tüm ülkeye yayılmalı.
Bunu başarabilecek ve toplumun farklı kesimlerini heyecanlandıracak  bir CHP kolaylıkla iktidar olabilir. Çünkü halkın büyük bölümü var olan durumdan hoşnut değil birçoğu da çok tedirgin.
AKP iç ve dış politikada ülkeyi felakete sürüklüyor. Evet felakete.
AKP Cumhuriyetin bütün kazanımlarını ortadan kaldırmak için her şeyi yapıyor. Özellikle eğitimde.
Sapık düşünce ve söylemleriyle medyanın konusu olan sözde din adamları toplumu orta çağ düşünce ve yaşam kalıplarının içine sıkıştırmaya çalışıyor.
Gidişat çok tehlikeli… Demokrasi sözcüğünü kullanmak bile büyük bir cesaret istiyor.
16 yılda AKP kendi ideolojisinin gereği istediği her şeyi yaptı, yapıyor ve yapacak.
Evet, yapacak çünkü devletin bütün kurumları hızla AKP’lileştiriliyor.Yani AKP devletin partisi olacak.
Tipik bir Ortadoğu modeli… Belki de bu nedenle AKP başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’ya dalmış durumda.
Hem de bu bölgenin karmaşık ilişkilerini bilmeden ve kavramadan. Sonuç ortada. ‘Arap Baharı’nda bu yana AKP dış  ve dolaysıyla iç politikada ne yaptıysa yanlış yaptı. AKP aynı çizgide devam ediyor.
2011 öncesinde IŞİD, Nusra, ÖSO, PYD, YPG ve benzeri  örgütler yoktu. Batılı  ve Körfez ülkelerinin çağ dışı yönetimleriyle birlikte Suriye’ye müdahale eden AKP her yeri perişan etti. Şimdi de çıkmış PYD’den şikâyet ediyor.
Oysa aynı AKP 2012-2015 döneminde Esad’a ayaklansın diye PYD lideri Salih Müslim’i birçok kez Ankara’da misafir etmişti. Aynı AKP Kobani olayları sırasında ‘PKK’nın uzantısı’ dediği YPG’ye dolaylı da olsa yardım etti. Örneğin Amerikan uçaklarının İncirlik’ten kalkarak YPG’ye yardım etmesine izin verdi.
Sonrası bildiğimiz hikâye: Amerikalılar Suriye’nin Türkiye ile olan sınırının 600 kilometresine yayıldı.
Şimdi şikâyet etme haklınız yok. Küçük bir kasaba olan Afrin için kıyameti koparıyorsunuz ama 600 kilometre boyunca sınır komşumuz olan ABDYPG’ye sesiniz çıkmıyor.
Bu da normal çünkü o bölgede AKP’nin işbirliği yapabileceği silahlı gruplar yok. Cerablus’tan Afrin’e kadar uzanan 150 kilometrelik sınır boyunda olduğu gibi. ÖSO ve müttefiki 10 kadar grup  TSK’ya yardım ediyor ya da tersi.
Suriye devletine göre bu gruplar terörist. Şam’a göre IŞİD ile savaşmak için 24 Ağustos 2016’da Cerablus, El- Bab ve Azez’e giren TSK çekilecek gibi görünmüyor ve öyle davranmıyor. 
Ankara’dan görevlendirilen ‘kaymakam, emniyet müdürü ve jandarma komutanları buraları yönetiyor’...
Arap medyasında bununla ilgili çok haber ve yorumlar var.
Önümüzdeki dönemde Ankara’nın karşı karşıya kalabileceği en büyük risk bu olsa gerek.
Suriye devleti er ya da geç Ankara’ya ‘Çek askerini buralardan’ diyecek. Çekmezse ne olabileceğini düşünmek bile istemiyorum.
Çekerse geride AKP’nin 7 yıldır işbirliği yapıp desteklediği ÖSO ve benzeri silahlı gruplar kalır ve Suriye devleti onlardan kurtulmak isteyecektir.
Böyle bir durumda onların ideolojik yani dinsel müttefiki AKP ne yapar? Ankara ne yaparsa Tahran ve Moskova yapar!
Uzatmanın anlamı yok. AKP’nin yapması  gereken tek bir şey var o da bir an önce 2011 öncesi duruma dönmektir. Yani Esad ile dost olmak ve onunla birlikte Suriye’nin, Türkiye’nin ve bölgenin tüm sorunlarını çözmektir.
Özellikle Amerikalıların Kuzey Suriye’den kovulması.
Sonrası çok kolay.
İşte bu nedenle CHP çok önemli.
CHP başından beri doğru tutum aldı. Başından beri ‘Suriye’ye bulaşmayın’ dedi.
Başından beri ‘Radikal İslamcı terör örgütlerine yardım etmeyin’ dedi. Daha birçok uyarıda bulundu.
AKP dinlemedi  ve sonuç ortada.
Yeni yönetimiyle CHP şimdi çok daha etkin davranmak zorunda.
AKP şimdiki politikasından vazgeçmezse CHP sokaklara çıkıp gerçekleri halka anlatmalıdır. Yani Türkiye’yi kısa ve orta vadede  bekleyen hayal edilemez riskleri.
CHP; Suriye, Irak, İran, Mısır, Lübnan, Rusya, ABD, Fransa be ilgili başka ülkelere açılarak Türk halkının dostluk ve barış içinde birlikte yaşama istek ve kararlığını anlatmalı.
Yılmadan, çekinmeden ve heyecanla…
Kurultaydaki heyecan dışarı da taşmalı. Yoksa kurultayın hiç bir anlamı kalmaz.
Çünkü CHP bu kurultay sonrasında da halkın beklentilerine karşılık veremezse kendisi de biter.
AKP sistemi öyle kurguladı.
Başkanlık sisteminde yalnızca başkanın sözü geçer. Hem de her konuda ve sınırsız yetkilerle.
Bu süreci durdurmak için 2019 seçimleri son şans.
Bu şansı kullanmak için de kurultay son şans.
Yönetime kim gelirse gelsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar