
Hüsnü Mahalli
Size ne?
18 Aralık 2015'te toplanan BM Güvenlik Konseyi 2254 sayılı kararı onayladı. Karara göre:
1- Muhaliflerle hükümet masaya oturup görüşecek ve 6 ay içinde ulusal uzlaşı hükumeti kurulacak.
2- Kurulan hükümet ülkenin normalleşmesi için çalışacak ve 18 ay sonra başkanlık seçimi yapılacak. Yani herşey normal gelişirse Şubat 2018'de.
3- Esad'ın aday olup olamayacağını Suriye halkı karar verecek.
4- Suriye laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olacak.
5- Ama öncesinde hükümetle muhalefet el ele verip ülkeyi IŞİD, NUSRA ve sayıları 160 kadar olan örgüt teröristlerinden temizleyecek. Uluslararası toplum da onlara yardım edecek.
Tek kelimeyle bu Esad'ın zaferi demektir.
Hem de dünya tarihinde benzeri olmayan bir savaşta.
100 ülkenin desteklediği 100 bin ruh hastası, sapık ve katile karşı.
5 yıldır 'Esad kalamaz' diyenler şimdi artık sesini çıkaramıyor.
Kolay değil Esad ile birlikte ordu ve halk direnmiş ve Putin artık Suriye'de.
Ama işler o kadar da kolay olmayacak.
Suriye'de savaşan onlarca terör örgütüne destek veren ülkeler yenilgiyi kabullenmeyecek.
5 yıldır bu örgütleri kuran, kurduran ve bugüne kadar ayakta kalmalarını sağlayanlar şimdi artık bu örgütlere 'Biz ne dersek onu yapacaksınız' diyorlar.
Parayı veren düdüğü çalar.
Suudi Arabistan, Katar, Ürdün, Türkiye...
BM Güvenlik Konseyi ' Muhaliflerle Suriye hükümeti masaya oturacak' diyor ama bu ülkeler 'Muhalifleri biz belirleriz' ısrarında.
Beyler size ne?
Unutmayın gün gelir siz de Suriye'nin durumuna düşerseniz?
Suç ancak bu kadar açıktan itiraf edilebilir.
Suriye'nin geleceğine Suriye halkı değil siz mi karar vereceksiniz?
5 yıldır yapmaya çalıştığınız gibi.
Haftalarca Bayır Bucak'tan söz eden Ankara Rus uçakları desteğindeki Suriye ordusu tüm bu bölgeyi Nusra teröristlerinden temizleyince konuyu kapattı.
Üstelik ' O bölgeden kaçarak Türkiye'ye sığınması beklenen yüz binlerce Türkmen de bir türlü gelmedi'!
'Güvenli Bölge' konusunda da çuvallayan Ankara bu kez 'PYD terör örgütüdür ve Cenevre'ye katılmasını kabul etmeyiz' demeye başladı.
Büyük olasılıkla Biden da 'PYD Suriye'nin sorunu ve sizi ilgilendirmez' demiştir.
Moskova ve Şam ise Katar ve Ankara'nın desteklediği Nusra çizgisinde ve içinde bazı Türkmen grupların bulunduğu Ahrar El-Şam örgütünü terörist olarak nitelendiriyor ve Cenevre görüşmelerine katılmasını kabul etmiyor.
Tıpkı Suudi Arabistan ve Ürdün'ün desteklediği İslam Ordusu örgütünü kabul etmedikleri gibi.
İşin içinde daha bir çok detay var.
Çünkü bölgesel ve uluslararası her ülke ya da istihbarat örgütü Cenevre'ye gidecek muhalefet heyeti içinde kendi adamlarının olmasını istiyor.
Sonra da birileri çıkıp ' Suriye'nin geleceğine Suriye halkı karar verecek' diyecek.
Bu da yetmeyecek 'Suriye'ye demokrasi ve özgürlük gelecek' diyecekler.
Hadi diyelim ki Cenevre görüşmeleri olumlu sonuçlandı ve iki yıl sonra seçim oldu.
Peki, bu durumda Esad'ın karşısına hangi ülkenin adayı çıkacak?
Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün, Sudan...
Hiç biri.
Çünkü BM Güvenlik Konseyi kararına göre 'Suriye laik bir ülke olacak'.
Yani Esad rakipsiz olacak.
Olacak ama düşmanları rahat durmayacak.
Oyları satın almak için milyarlarca dolar pompalayacaklar.
Silahla Esad'ı yenemeyenler bu kez sandıklara dolarları doldurarak deneyecekler.
O da olmazsa 'Kurtar bizi Ey Halife Bağdadi Hazretleri' bağrışmalarını duyar gibiyim.
O da Mehter Takımını arkasına alarak 'Savurulun yeryüzünün tüm Alevi ve Şiilerini yok etmeye geliyorum' diyerek 24504 Huri ve Cariyesiyle Merci Dabık'tan yola çıkacak.
Ama boşuna.
Suriye'de artık Putin var.
İran'da Esad dostu Ruhani batı ile barıştı.
Lübnan'da Kerry'nin deyimiyle Hizbullah'ın 80 bin füzesi var.
Aynı cephede görünmezse de Mısır'da Erdoğan'ın düşmanı Sisi İslamcılara karşı amansız bir mücadele sürdürüyor.
Batı'da herkes 'Siyasal İslam' adına yapılan terörden, teröristlerden ve onlara destek verenlerden nefret ediyor.
Fotoğraf bu kadar net.
Görmek ve kavramak istemeyenlerin aklından ve zekâsından şüphe etmek gerek.
Yoktur ama varsa da vicdanlarından da.
İmanı söylemsem de olur.