Aslımıza döndük işte! Satan satana...

Kurt kocayınca,

İt’in maskarası olurmuş...

 

AKP milletvekilinin dediği,

O kadar doğruydu ki...

 

Ne demişti milletin vekili?

“Cumhuriyet reklam arasıdır...”

 

Vallahi…

İster kızın,

İster kızmayın...

 

Bana göre,

Çoook yerinde ve çoook haklı bir deyişti...

 

Madem,

Kökümüz,

Kültürümüz,

Geçmişimiz,

Arap,

Arapça,

Ortadoğu geleneği...

 

Öyleyse neden öfkelendi ki?

Bedel ödemeyen,

Hazıra konmuş,

Hazırdan geçinen aydınlarımız?

 

Evet,

Cumhuriyet reklam arasıydı...

Topu topuna 70-80 yıl sürdü...

Sonunda,

Aslımıza dönüp,

Araplaştık işte...

 

Bağımsızlık...

Bilim...

Özgürlük...

Adalet...

Hukuk...

Temizlik bizim neyimize?

 

Biz kiiim?

Medeniyet kim?

 

Biz kiiim?

Dünyanın hayran olup saygı duyduğu,

ATATÜRK kim?

 

Dolayısıyla,

Cumhuriyet dönemi,
“Yurt severlik” kocayınca...

Eski, “Yurt severlik anlayışımız”,

Hortlayıp moda oldu...

 

Hem Oscar,

Hem de Nobel ödülü alan,

Robert Allen Zimmerman’ın (Bob Dylan),
Özelliklerini anlatan kitapta ...

 

ABD tarihi,

Zencilerin tarihi,

Sol hareketlerin tarihi,

68 kuşağının çektiği eziyetler anlatıldıktan sonra,
Şunlar yazıyordu...

 

Yurtseverlik,

Alçakların tutunduğu son sığınaktır.

Biraz çaldın mı,

Hapse atarlar seni.

Çok çalarsan KRAL yaparlar seni...

 

Dedim ya…

 

Koruyamadığımız,

Cumhuriyet yurtseverliği kocayıp,

Yerini kökenimiz Arap yurtseverliğine bırakınca...

 

SATAN SATANA OPERASYONLARI BAŞLADI...

 

Yeni yurtsever modelimiz,

Sedat Peker videolarını art arda patlatınca...

 

Devlet,

Milleti...

Millet devleti...

 

İçişleri Bakanlığı,

Devletin resmî Ajansını (AA)

 

Ajans,

Çalışanını...

 

Çalışanın babası da,

Evladını...

 

Sattııı!!!

 

Hepsi,

Sattı, satılıyor.com’ da
Pazarlanıp,
Müşteri beklemeye başladı...

 

Peki,

Yeni yurtseverlik anlayışımız,

Nereden esinleniyor, derseniz,

Söyleyeyim,

Kinaver gözlüden...

 

Kinaver gözlü,

Öç almayı hedefleyen gizli düşmanlık...

Kinle yoğrulmuş duygular demek...

 

Bu duygu ise,

Kendirgillerden olan bir bitkiden beslenir...

 

Yani gençliğini...

Çözümü ancak ölünce bitecek olan dostluğunu.

“Üç kişiyle” sınırlayan,
Abdurrahman Dilipak kanaat önderimizin,

Israrla bahsettiği ESRAR bitkisi...

Kenevir bitkisi...

 

Üç kişi kim mi?

DDA...

Doğu Perinçek

Devlet Bahçeli

Aptullah Öcalan

 

Başka bir deyimle,

Tayyip Bey’in derinliklerine yön veren üç silahşorlar...

 

Yurtseverlik mi dediniz!..

Daha ne diyeyim ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar