GENELKURMAY LASTİĞİ

Cumhuriyet tarihi boyunca,

30’a yakın Genelkurmay başkanı geldi geçti bu ülkeden...

.

Her kurmay başkanı,

Ayrı ayrı “ siyasi dönemlere” tanıklık edip,

Makam koltuğunu kah doldurdu,

Kah durdurdu...

Ama içlerinden bazıları “ tarihe” şaibelerle yazdırdı adını...

.

Cumhurbaşkanı olamayınca,

Kerhinden ölen Faruk Gürler’mi ararsın...

.

Darbeyle devlet başkanı olan,

Hem Atatürk’e özenen,

Hem de ABD ile yatağa giren,

Kenan Evren’mi ararsın...

.

Bayan Başbakan’a hayranlığından,

Şak diye emrediyor,

Tak diye yapıyorum diyen,

Doğan Güreş’mi ararsın...

.

Kasaba et doğramam deyip,

TSK’yı lime lime doğrayan,

Hilmi Özkök’mü ararsın...

.

Oturduğu koltuğun ağırlığından korkup,

Üç günde istifa eden,

Işık Koşaner’mi ararsın...

.

Dolmabahçe sırlarını,

Kefenin cebine koyup,

Dünya değiştiren,

Yaşar Büyükanıt’mı ararsın...

.

Kozmik odayı,

Cemaat savcısına teslim edip,

Hapis yatan İlker Başbuğ’mu ararsın...

.

Varlığı ile yokluğu belli olmayan,

Yaşar Güler’mi ararsın..

.

Gırtlağındaki boğuşma izini sır küpü yaparak,

Değişen rejimin milli savunma bakanı olan,

Hulusi Akar’mı ararsın...

.

Ararsın da ararsın...

.

Ancak son günler de,

İlker Başbuğ ile Hilmi Özkök’ün çıkışı hiç hayra alamet değil...

Tam da,

Emperyal güçlerin Türkiye’de yeni bir darbe hazırlığı var haberlerini yaydığı günlerin paralelinde.!...

.

Yıllarca pas tutup,

Günümüzde de patlayan lastik,

Genelkurmay lastiğinin ta kendisi...

Bu lastik,

Artık ne çivi ne de yama tutar...

Çünkü,

Utanmanın da,

Yalanın da elbet bir sınırı var...

Bu sınır çoktaaan aşıldı...

Yazık oldu,

Cumhuriyet ordularına...

Önceki ve Sonraki Yazılar