Kutuplaşmanın canlı yayını

15 Temmuz cumartesi günü,
Meclis “özel gündemle” toplandı.
Sözüm ona;
Darbeye karşı “birlik” toplantısı...
Meclis adına Başkan,
Partileri adına dört konuşmacı dinledik.
Kutuplaşmanın,
Ayrımcılığın,
Yozlaşmanın,
Çirkinliklerin,
Adeta “tohumları” pekiştirildi...
Gözlerinden;
Kin,
Nefret,
Şiddet akıyordu...
Cumhurbaşkanı;
Dört konuşmacının ikisini alkışlıyordu.
Sn. Cumhurbaşkanı;
Herkes “ayrımcılık” yapsa bile,
Sizin yapma hakkınız yok!
Seksen milyon “insanı ve devleti” temsil
ediyorsunuz.
Ya dördünü de alkışlamalısınız,
Ya da hiç birini...
Sn. Meclis Başkanı;
Bilinçli olarak “Türkiye millet meclisi”
diyorsunuz!
Aradaki “büyük” tabirini neden kullanmıyorsunuz?
Hani “milletin” büyüklüğü?
Hani “milli irade”..?
Sn. Başbakan;
Cumhurbaşkanlığı “milletin” üstünde
değildir.
Milletin en üst düzey “temsil” makamı-
dır...
Sn. Kılıçdaroğlu;
Darbenin aydınlanmasını istemek doğal
hakkın.
Meclis programını senin için değiştirdiler.
Biraz tebessüm,
Biraz şefkat...
Sn. HDP temsilcisi;
Elbette şikâyetlerini sıralayacaksın.
Ama Ecevit’in deyimiyle,
O kürsü,
Devlete meydan okunacak yer değil...
Sn. Devlet Bahçeli;
O gün,
Adalet isteyenlere ve darbenin açığa
çıkmasını isteyenlere “laf atma” günü
değil!
Sözde muhalefetsin,
Muhalefete muhalefet ediyorsun!
Kime ve neye hizmet ettiğin konusunda
“şaşırtmaya ve güldürmeye “ devam ediyorsun...
İYİ OLMA ZAMANI DEĞİL
İYİ OYNAMA ZAMANI.
Oy uğruna;
Millete “şirin” gözükme ve iyi olma halleri
oyunlarının sonuna geldik.
Milleti;
Fetullah Gülen Hocaefendi günlerinden,
FETÖ günlerine taşıyan siyasilerdir.
Aynı siyasiler;
Küresel arenada oyunlarını,
İyi olmak değil,
İyi oynamak zorundalar...

Önceki ve Sonraki Yazılar