Mazhar olun!

Türkiye’de 24 saatte 24 gündem oluştuğu için,
MAZHAR kardeşlere ancak yetişebildim...
.
Adı Mazhar olan üç kişiden bahsedeceğim.
Birincisi,
Şarkıcı
Artist
Âlemci
İçkici
Hovarda
En önemlisi de (?) cemaatçi olan Mazhar Alanson.
Sen Bodrum âleminde,
Kafayı çekip kadınlara “bana yeniden şarkılar söyleten kadın” şarkısını yap!
Şimdi deki,
Ben onu “peygamber efendimize” yazdım.
Ulen,
Peygamber efendimiz kadın mı?
Kadın düşmanı bir güruhumuz var.
Niye sesleri çıkmıyor?
Medine’ye gitmiş de!
Kâbe’ye yanmış da!
Cerrahi tarikatına gidiyormuş da!
Her yere gidebilirsin ama
Nasıl olsa bunu “yiyecek millet var” diye de “çıkarın için bu kadar riyakâr” olunur mu?
Hani imanlıydın?
Ama haklısın!
“Gericilik iyi bir şey,
Geriye dönün bakın kötü şeyler yok” dediğinde seni eğiten biri olmalıydı...
.

Mazhar Alanson,
Özel yaşamına saygı duyulmalı herkesin, senin de...
Ama sen,
Yaşama şeklinin tam tersi söylemlerle “inançlı insanların duygularını sömürüp, iktidardan rol kapmaya” çalışıyorsun.
Tüm nimetler bana mübah,
Size günah öyle mi?
Yok böyle dünya Mazhar Efendi...

.
İkincisi Mazhar,
Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi Rektörü Mazhar Bağlı.
Siyaset yaparak Kılıçdaroğlu’na tweet atıyor,
“Sen imanlı değilsin ben imanlıyım sahtekârlık yapma” diyor...
20 dakika sonra da tweeti siliyor.
İmanlı insanda,
Korkaklık
Sahtecilik
Yağcılık
Hırsızlık olmaz...
Yaz bakim o tweeti geri,
Seni,
Rektörlüğü bırak,
Hoca yapanın taaa...
.
Üçüncü Mazhar’ımız ise;
Hakiki Mazhar.
Yani Mazhar Osman...
Gerçek bilim adamı!
İşte asıl Prof. Mazhar da bu...
Ülkemizde,
Ruh ve sinir hastalıkları kliniğini kurdu.
Yeşilay Cemiyeti’ni kurdu.
Uluslararası eserlere imza attı...
.
Şimdiii…
Şarkıcı,
Mazhar Alanson’u!
Rektör,
Mazhar Bağlı’yı!
Hekim,
Mazhar Osman’ın eline verselerdi,
İkisini de ruh ve sinir hastalıkları kliniğine yatırmaz mıydı?
Tabi Mazhar Osman döneminde yaşasalardı...
.
Artık,
Hangi Mazhar’a uyacağınıza siz karar verin...
Yeşilaycı olmaya mı?
Cemaatçi olmaya mı?
Bektaş-i Üniversitesinde,
Yalaka olmaya mı?
Çünkü biliyorsunuz,
Mazhar demek “iyiliğe ermek” demek...
Bir de,
Bazı tekkelerde,
Oturarak uyunurken dayanılacak kısa değnek demek...
.
Ya iyiliğe ereceğiz...
Ya da kullanılacak değnek olacağız...

Önceki ve Sonraki Yazılar