Onlarca yıldır dünyada salgın hastalıklara, ölümlere neden olan çeşitli virüslerle ilgili haberler hayatlarımızı karartıyor. Yok domuz gribi, yok kuş gribi, yok SARS, şimdi de koronavirüs. Kimi komplo teorisyenleri, bu son koronavirüs salgınının laboratuvarda üretilen bir biyolojik silah olduğu görüşünde. Kimilerine göreyse, büyük ilaç şirketleri bu virüsü ürettikten sonra yakında aşısını da bulup piyasaya sürecekler; büyük voliler vuracaklar.

Ben ne kimyager ne de biyoloğum. Sadece önüme düşen haberlere bakar ona göre tahlillerimi yapmaya çalışırım. Şimdi Paris’ten bir dostumun gönderdiği bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. CNews adlı haber sitesinde yayınlanan haberin başlığı “Bilim İnsanları Yıllardır Koronavirüs Tehlikesine Karşı Uyarılarda Bulunuyorlardı”.

Haberde şu ifadeler kullanılıyor:

“Araştırmacılar yıllardır uluslararası bilim toplumuna koronavirüsün tehlikesine karşı uyarı üstüne uyarı yapıyorlardı. İlk dikkat çekici olay tam yedi yıl önce, yani 2013’te yaşandı. O yıl, Wuhan’daki Çin Viroloji Enstitüsü araştırmacılarından Zheng-Li Shi ve ekibi bir yarasada SARS’a çok yakın bir koronavirüs tespit etti.Hatırlanacağı gibi SARS bütün dünyada 774 kişinin ölümüne neden olmuştu.”

Yazının bir başka bölümünde de şu dikkat çekici ifadeler yer alıyor:

“2015’te Kuzey Carolina Üniversitesi araştırmacıları tıp dergisi Nature Medicine’de ‘Yarasalarda üreyen SARS’a benzer koronavirüsün insanda da ortaya çıkması tehlikesi bulunuyor’ başlıklı bir makale yayımladılar. Makalede virüsün doğrudan insana sirayet edebileceği hatta insandan insana geçmesi tehlikesinin olduğu vurgulanıyordu.Nature Medicine’e göre, 2018’de yayımlanan başka bir makalede de Çin’in güneybatı eyaletlerinden Yunnan’da bazı hastalarda virüsün teşhis edildiğine işaret ediliyordu.”

Yani neymiş? Böyle tehlikeli bir virüsün varlığı uluslararası bilim toplumu tarafından biliniyormuş. Üzerinde ciddi çalışmalar yapılmış. Tam yedi yıl boyunca kimsenin gıkı çıkmamış. Ama heyhat! Çin, özellikle teknolojik alanda müthiş bir atağa geçip Apple’ı Huawei ve diğer markaları vasıtasıyla neredeyse tuşa getirince kabak geçen yıl Huawei’in Mali İşler Sorumlusu (CFO) kadıncağızın başına patladı. CFO Ming Vancou ABD’nin İran yaptırımlarını delmek için sahtekarlık yaptığı gerekçesiyle Kanada’da tutuklandı.

Uzun bir süre tutuklu yargılanan Vancou sonunda 10 milyon dolar kefaletle şartlı serbest bırakıldı. Bütün bunlar olurken Huawei Çin’in Silikon Vadisi Jiangsu eyaletinde harıl harıl yeni teknolojiler üretmeye devam ediyor. Hatta yakında katlanabilir ekranlı yeni Mate Xs’i de dünyaya tanıtmaya hazırlanıyor.

Şimdi, koronavirüsle Huawei bağlantısı ne alaka, diye sorabilirsiniz. Ne bileyim, öylesine aklıma geldi. Acaba çok fazla polisiye ve casusluk romanı okuya okuya komplo teorilerine fazla mı prim verir oldum?