Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

Lider ve akıl hocaları

Anlı şanlı Cumhurbaşkanı bugünlerde bir toplantıda yine esti, gürledi. Dedi ki: “Karşımıza maskeyle çıkanlara haydut muamelesi yapmaya karar verdik. Bize parmak sallayan Avrupalılara sesleniyorum. Siz böyle yapmaya devam ederseniz yarın dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Avrupalı, hiçbir Batılı güvenle, huzurla sokağa çıkamaz.”

Bu ne demek şimdi? Anadolu’nun dört bir yanından silahlarla ( Türkiye’de silah neredeyse bakkallarda satılacak kadar ortalığa düştü) kuşanmış yiğitler Viyana kapılarına dayanıp oradan Avrupa’nın içlerini fethedecek, ortalığı toz duman edecek, o ülkeleri kan gölüne çevirecek. Öyle mi?

Aklımızı mı yitirdik? Toplumsal çılgınlığa mı uğradık? Türkiye öncelikle Birleşmiş Milletler (BM) üyesi, daha sonra da NATO müttefiki. Ayrıca Hazret’e ve parlak akıl hocalarına hatırlatmakta yarar var. Türkiye 1963’te Ankara Antlaşması’nın imzalanmasından bu yana önce Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET), şimdi de Avrupa Birliği’ne (AB) üye adayı ülke. Siz kimi vurup kırmakla tehdit ediyorsunuz? Birincil ve ikincil olarak müttefiklerinizi, üçüncül olarak da girmeye çalıştığınız Batı Kulübü’nün üye ülkelerini.

Unutmayın ki 3 Kasım 2002 seçimlerinde yüzde 34 oyla hükümet olduğunuzun ertesinde neredeyse bütün milletvekillerinizi Brüksel kapısına yolladınız. 2004’te tam üyelik anlaşması imzaladık diyerek gündüz gözüyle Ankara’da havai fişeklerle kutlama yaptınız. Dünya âlem de size güldü.

Bugün koşullar değişip de birileri oyunu bozmaya kalktığında mızıkçılık yapmak yok. Çocukken mahalle oyunlarında mızıkçılık yapabilirdiniz. Ama bugün ilişkide olduklarınız mahallenizdeki oyun arkadaşlarınız değil.

Bu arada parlak akıl hocalarına da bir anımsatma yapmakta yarar var. AB’den umut kesildiği günlerde nereden çıkardılarsa Cumhurbaşkanı’na “Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) üye olmaktan dem vurduruyorlardı. Bu akıl hocaları ya çok cahil ya da Cumhurbaşkanı’nı kasıtlı olarak yanlışlara sürüklüyorlar. ŞİÖ, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra NATO’nun önlenemez genişlemesine karşı caydırıcı bir oluşum olarak 1995’te Şanghay Beşlisi adıyla kurulmadı mı? AB’yle ne ilgisi var. NATO müttefiki olan Türkiye’yi ŞİÖ üyesi yapmaya kalkmak ne demek? Nelere bulaştığınızın farkında mısınız?

Her neyse... Demokrasiyi özümsemiş dünya ülkelerinin hukuku, yasaları, ondan da öte uluslararası hukukun kuralları var. Bu kurallar bir ülkeye “haydut devlet” (rogue state) damgası vurursa önce o ülkenin lideri, halk diliyle, okkanın altına gider. Benden söylemesi...

xxx

Abdülhamit’in 5. Kuşak torunu oldduğunu iddia eden bir kadın var. Nilhan Osmanoğlu isimli bu kadın Nişhan Sultan markasıyla antikacılık yapıyor. Ama bir yandan da “en büyük Türk düşünürü”.

Geçenlerde AKP’li Esenyurt Belediyesi’nin düzenlediği bir panelde Esenyurt Anadolu Lisesi öğrencilerine “değerli fikirlerini” anlatmış. Bizimkilerin neo-Osmanlıcılık hevesinden aldığı cesaretle yine hem Cumhuriyet değerlerine hem de Atatürk ilke ve devrimlerine saldırmış. “Ecdadını kötü bilen insanların olmasına gerçekten şaşırmıyorum” demiş.

Bunun gibilerde hiç mi ar, hayâ duygusu kalmadı? Ya da bunun gibileri çıkartıp konuşturanlar başka bir gezegenden mi dünyaya, özellikle de bizim coğrafyaya düştüler? Hangi ülkede, ne tür eğitim aldılar da Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık değerlerine böylesine düşman kesildiler? Acaba kimlere hizmet ediyorlar, sorusu da aklıma takılmıyor değil.

Sözü uzatmadan, bu ne idüğü belirsiz Nilhan Osmanoğlu gibiler kendi çıkarları uğruna ve esen rüzgârın yönü doğrultusunda sağda solda konuşturuldukça “Hayır” oylarının daha hızlı artacağından hiç kuşkunuz olmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar