Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

ORGANLAR YER DEĞİŞTİRDİĞİNDE

Bir kaç gün önce İlahiyatçı bir profesörden müthiş inciler okuduk. Okurken  profesör akademik unvanlı bir zatın nasıl olup da böylesine sapkın denecek düşüncelere kapıldığı beni dehşete düşürdü. Olay şu: İlahiyatçı Prof Dr. Cevat Akşit çıkmış ve demiş ki: “Sünnetsiz kadın fahişe olur.” Peki, bunu neye dayanarak söylemiş? Belli değil. Kuran’da kadın sünnetiyle ilgili bir ayet var mı? Bilenlere soruyorum. “Nereden çıkıyor bu?” diyorlar.


Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Saim Yeprem’in daha önceleri bu konuda  bir açıklaması var:”İslamiyette kadının sünnet edilmesi diye bir şey yok. İslam dininde bunun yeri de yok. İslam’da tek bir sünnet var. O da Hazreti İbrahim’den gelen sünnettir.”


O zaman bu prof.dr unvanlı zat nasıl olup da sünnetsiz kadınlara fahişe diyebiliyor? Kendi anası, karısı, kızı, kız kardeşi, ailesindeki öbür kadınların hepsini sünnet mi ettirmiş? Acaba ağzından çıkanı kulağı duymuş mu, yoksa vücundaki bütün organlar yer mi değiştirmiş, başta beyniyle cinsel organı olmak üzere?


Kendisine insan diyen bir yaratığın bu tür sözleri söylemeden önce sonucunun nereye varacağını hesap etmesi gerek. Kadınlara uygulanan sünnetin ne kadar vahşi bir operasyon olduğunu bilmiyor mu? Yoksa bu ve bunun gibiler artık insan olmaktan çıkıp, bir dostumun deyimiyle,  insan altı yaratıklar haline mi geldiler?


Bu Prof.Dr. Cevat Akşit’in nerelerde yetiştiğini ve kimlerin rahle-i tedrisinden geçtiğini merak edip araştırdım. Karşıma şöyle bir tablo çıktı:


1938 Denizli, Yatağan doğumlu. Isparta ve İstanbul İmam Hatip Okullarında okuduktan sonra Fatih Zeyrek’te Ümmü Gülsüm Mescidi’ne müezzin tayin edilmiş. Orada Nakşibendi tarikatına mensup İskenderpaşa dergahı şeyhi Mehmet Zahit Kotku’nun uzun yıllar rahle-i tedrisinden geçmiş. İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü ve İ.Ü Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş. Burada akademik unvanlarını almış.  Gördüğünüz gibi bu hazret Nakşıbendi tarikatının müritlerinden anlaşıldığı kadarıyla.


Kadın sünnetini bilmeyenlere biraz da bu yazıda bilgi vereyim istedim. BM verilerine göre günümüzde dünya çapında 200 milyon kız çocuğu ve kadın farklı yöntemlerle sünnet edilmiş ve genital sakatlanmaya maruz kalmış. Özellikle Afrika ve Orta Doğu’daki 30 ülkede yoğunlaşmış olmakla birlikte Asya ve Latin Amerika’daki bazı ülkelerde de kadın sünneti yapılıyormuş. BM belgelerinde Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda’da yaşayan göçmen nüfus arasında bu uygulamaya rastlanıyormuş. Son derece insanlık dışı olan bu uygulamaya son verilmesi ve farkındalık yaratmak amacıyla BM her 6 Şubat gününü dünya çapında Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans Günü ilan etti.


Gelelim bu operasyonun nasıl yapıldığına... Kadınların dış genital bölgesinin kesilerek çıkarılmasına kadın sünneti deniyor. Genellikle klitorıs ya da vajina dudakları kesiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tıbbi olmayan nedenlerle kadınların üreme organlarını yaralayan her türlü uygulamanın genital sakatlama kategorisine dahil edildiğini açıklıyor.


Bir de tabii sorulması gereken soru kadınların hiç bir sağlık gerekçesi olmaksızın neden sünnet edildikleri. Buna da cevaplar şöyle sıralanıyor: Toplum tarafından kabul görme isteği, dini inançlar, hijyen konusundaki yanlış bilgiler, bakireliğin korunması, kadını evlenilebilir bir varlık haline getirmek, erkeğin cinsel hazlarını arttırmak.


Gördüğünüz gibi iş geliyor hep erkeğin cinsel hazzı ve isteklerine dayanıyor. Dedim ya kimi toplumlarda kimi insan sırasına konulan yaratıklarda organlar yer değiştirmiş diye. İşte bunun güzel örneği

Önceki ve Sonraki Yazılar