TL çakılırken heyet Amerika’ya uçuyor

PAZARTESİ akşamı televizyon ekranını görenler gözlerine inanamadılar.
Dolar 5,42, EURO ise 6,20 TL olmuştu.
Gerçi havuz medyası ve havuza yeni akan medya bunu görmezden geldi ve bu gelişmeye haber değeri bile atfetmedi.
Ama özellikle haber kanallarında sürekli yer alan köşe notlarından vatandaşlar durumu hayretle izlediler.
Ulusal para bir günde bir günde yüzde 5’ten fazla değer kaybetmişti.
Yani bir gecede yüzde 5 fakirleşmiştik.
Oysa aynı gün Merkez Bankası piyasaya dolaylı mekanizmalarla 2,2 milyar dolar çıkarmıştı.
Ama bu bana mısın demedi.
Çünkü güven o kadar sarsılmıştı ki artık ipler kopma noktasına gelmişti.
Sonra kur biraz gevşedi ancak son bir haftada yaşadıklarımızın genel sonucu şu ki Dolar artık 5 liranın üzerinde kalıcıdır.
Peki, tüm bunlar olurken resmi çevreler ne yapıyordu?
Sadece izliyorlardı…
Herhangi bir yetkiliden ne bir açıklama ne bir yönlendirme beyanatı…
Piyasalar yönsüz ve tedirginken söz söylemesi gereken resmi çevreler sadece susuyordu.
Sonra dün Damat sessizliğini bozdu ve sadece 140 karakter kullanabilen bir sosyal medya mecrasından bir açıklama yaptı.
Herkes merakla ekonomiden birinci derecede sorumlu olan Bakanın son ekonomik gelişmelere ilişkin nasıl bir değerlendirme yapacağını beklerken Damat yaptığı açıklamada, vergi ve sigorta borçlarının yeniden yapılandırılması için son tarih olan 27 Ağustosu hatırlatıyor ve borcu olanlara borçlarını yeniden yapılandırmaları için tavsiyelerde bulunuyordu.
Yani herkes uçurumun eşiğine gelmiş bir ülkede Ekonomi Bakanı’ndan rahatlatıcı bir beyanat beklerken Damat bu konuda söyleyecek hiçbir şey bulamıyordu.
Yazık, gerçekten çok yazık…
Bu arada, tüm bunlar olurken Amerika ile yaşanan
Brunson krizini görüşmek üzere bir müzakere heyeti kuruldu.
9 kişilik heyette Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanlıklarından yetkililer beklenirken bir de baktık ki Enerji ve Hazine yetkilileri var.
İçişleri ve Adalet bakanlarının mal varlıklarının karşılıklı olarak dondurulması aşamasından sonra bu iki bakanlıktan yetkililerin heyette bulunmasından daha doğal ne olabilirdi ki zaten.
Peki ya Enerji ve Hazine yetkililerinin bu heyette işi neydi?
Buna kimse bir anlam veremiyordu.
Ekonominin yaşadığı derin kriz karşısında eli kolu bağlı bekleyen ve sus pus olan resmi çevreler, sanırım ekonomi ile ilgili meseleleri Türkiye’deki paydaşları ile değil, ABD’deki ilgililerle konuşmayı tercih ediyorlar.
Çözümleri Türkiye’de değil, okyanus ötesinde arıyorlar.
Yüz yıllık bir Cumhuriyetin kötü ve beceriksiz bir ekonomi yönetimi elinde düştüğü durumun özeti maalesef bu.

Önceki ve Sonraki Yazılar