Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

12 Eylül’leri sevmiyorum!

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 12 Eylül 1980 karanlık
faşizm süreci ile ilgili çok şey yazıldı.

Ben o karanlığın içindeki anıları yazmayayım
diye düşünmüştüm.

Zira yazacak çok daha vahim şeyler yaşandı
2018 yılının 12 Eylül’ünde de memleketimizde
netekim.

Aslında makalenin konusu geçen hafta 12
Eylül de açıklanan Türkiye Varlık Fonu yeni yönetim
atanması ve ilgili kararlar ve sonuçları olacaktı.

Ama eski – yeni 12 Eylül kavramları , kararları
ve olayları  başka şeyleri ve kötülükleri çağrıştırınca
yazının konusu kaçtı.

“Tamamen duygusal” olarak birbirine karıştı.

Birincisi , yani 1980 yılının 12 Eylül’ü , Kenan
Evren’in karanlık , kanlı siyasi diktatörlük günleriydi

.
Ama Almanya’da kiminle konuştumsa 2018 in
12 Eylül ‘ündeki yeni ekonomik düzen şekli
için de “hem siyasi , hem ekonomik diktatörlük
olacak”
diyorlar .

Bu iddialar çok tartışılacaktır.

Muhalefet ise bu konuda ne yapacak göreceğiz.

Gaz almanın ötesinde bir şeyler yapacak mı ?

Mesela Muhalefet , “kimse ülkenin ekonomik
mal varlığına göz dikmesin . İktidar olunca hepsini
kamulaştıracağız” gibi cesur bir çıkış yapabilecek
mi ? …

Bu ağır konuyu önümüzdeki günlerde farklı açılardan
irdeleyeceğiz.

Neyse , ben en iyisi şimdilik yine eski siyasi diktatörlük günlerine döneyim , birilerini daha fazla
dürtmeden.

***
12 Eylül cuntası, hakikatten ülkemizde en azından
40 yıldan beri olan kötülüklerin anasıdır.

Bizim için , yani aslında tüm ülke için büyük bir
travmanın
tarihidir 12 Eylül 1980 .

Benim için şahsen de öyle.

Tek istisnası ve tesellisi güzel yeğenim Ekin’in
doğum günü olmasıdır.

Bir de Giresun Mapushanesi’nde kazdığımız
tünel 12 Eylül 1980 sabahı yakalanmasaydı belki
bugün yaşamıyor olacaktım.

Ama sonuçta Kenan Evren’in karanlık diktatöryası
şahsen benim için de kötü ve ızdıraplı bir dönemdi.

Az çekmedik onbinlerce genç Kenan Evren
diktatörlüğünün zindanlarında. Dar ağaçlarında .
İşkencehanelerinde.

Onbinlerce genç düşünülmesi bile azab verici işkencelere maruz kaldı.

Hücrelerde ekmeklerini lağım fareleriyle paylaştı.
Sağlıklarından oldular.

Kenan Evren o dönemin tüm bu zalimliklerinin
baş sorumlusuydu.

***
Bilirmisiniz ? – Tabii ki nereden bileceksiniz :

Giresun mapushanesinin lağım fareleri pek büyüktür
ve aslında yakından izlediğinizde pek de
sevimlidirler.

Onlar bile ekmeğinizi paylaştığınızda sevimli
olabiliyorlar.

Ama kötülük ruhuyla özdeşleşmiş insanlar için
aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

***
Askeri Cunta’nın darbe ortamı hazırlaması süreci
içinde rolünü oynayan yüzbinlerce gençden
biriydim.

Daha 18 yaşını henüz bitirmiştim.

Sağ – sol ideolojik silahlı çatışmalar , cinayetler
, kavgalar bezdirmişti toplumu.

Aslında şanslılardan biriydim.

Öldürülen 5000 gençten biri değildim.

Erdal Eren gibi uyduruk raporlar düzenlenip
asılmadım da.

Ama sonuçta psikolojik harekatın unsurlarından
veya daha doğrusu hedeflerinden biriydik .

Bilerek , bilmeyerek , ama gençler her halükarda
memleket için iyi niyet ve ideallerle , canla ,
başla kendilerini feda ettiler.

Ya şimdi?

Önceki ve Sonraki Yazılar