İzmir’de GREV var. 15 günden beri İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İZDENİZ  çalışanları grevde.

250 kadar Türkiye Denizciler Sendikası üyesi kaptan, makinist ve diğer emekçiler emeklerinin karşılığını almak için sıcak Temmuz günlerinde hak grevi yapmaktalar.

İzmir’i bilenler  az da kullanılsa ve az sayıda da olsa körfezdeki gemilerin önemini ve değerini çok bilirler. İzmir’in imbatını en çok bu gemilerde hisseder insanlar.

Hele sabah -akşam işe gelip giderken 20-25 dakikalık gemi seyahati hayat neşesi verir İzmir yurttaşına.

İşe giderken gevreğini paylaştığı martılar içini rahatlatır insanın.

İyimserlik ve dayanışma duyarlılığı salgın haline gelir gemide.  

Yüzleri gülümser İzmirli yolcunun.

Akşam iş gününün yorgunluğunu bu gemilerde denize atıp, evine yorgunluk yerine mutlu güler yüz götürür o gemiler. İşte sadece bir ulaşım aracı değildir körfezdeki yolcu, hatta araba gemileri.

Dolayısıyla bu grev,  sadece hakkını arayan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştirak şirketlerinde  çalışan diğer emekçilerle aynı ekonomik ve sosyal haklar ve ayrıca yasalardan kaynaklanan diğer haklarını talep eden 250 kadar emekçinin sorunu değil bu emek mücadelesi...

Kaldı ki, bu grev emekçilerin tercihi de değil.

Toplu İş Sözleşmeleri başarısızlığa uğradığı yasal zorunlu son güne kadar umutla beklediler anlaşabilmeyi.

Sevdikleri, saydıkları Büyük Başkan kendilerine ve hele İzmirliye kıyamaz diye düşündüler ve umutla beklediler.

Ama nafile! Başkan yine yanlış yönlendirildi inatçı ve yetersiz bazı bürokratları tarafından.

‘Ne olacak, bunca insan iş bekliyor, başka iş arayanları doldururuz ‘ mantığı tercih edildi ve hiç akılcı olmayan yola girildi.

Ve Türkiye Denizciler Sendikası 66 yıllık tarihinde ilk kez İzmir’de greve gitmek zorunda kaldı.

Bu arada İstanbul’da da denizcilik alanında Toplu İş Sözleşmeleri görüşmeleri yapılıyor.

Ama orada daha akılcı çözüm bekliyor sendika.

Veya anlaşma olmazsa grevin engelleneceği bence kesin! AKP’li Belediye İstanbul’da uzlaşır, CHP’li Belediye İzmir’de uzlaşamazsa, aklı evvel bazı bürokratlar bunu başkana nasıl izah edecekler anlatacaklar bunu merak ediyorum doğrusu…

Dönelim İzmir’e: Burası İzmir…

Rasyonel düşüncenin önüne bazen inat ve hesapsızlık geçiyor.

İktidarın ekmeğine yağ sürülüyor.

Bu tehlikeyi hatırlatanlar ise tu kaka yapılmaya çalışılıyor. Bizden hatırlatılması…

Olan İzmirliye oluyor.

Sıcak Temmuz günleri kara trafiği iyice kilitlendi ve insanlar belediyeye sövüp saymaya başladı bile...

Halkta büyük memnuniyetsizlik oluşuyor.

Bu tepkilerin faturası sonuçta ülkede rejim mücadelesi veren Anamuhalefet partisi CHP’ye çıkacak.

Ama bu kimin umrunda. İnadı ve hesapsızlığı neye mal olacak bazılarının umurunda değil.

Aziz Başkan yanlış yönlendiriliyor! Aslında talep edilen tümü yasal haklar ve talepler karşılansa idi  İZDENİZ’ şirketinin 15 günden beri uğradığı ciro kaybı ile  istenen haklar zaten fazlasıyla  karşılanabilirdi.

Ne İzmir’li melteminden yoksun kalır, ne de iktidarın ekmeğine yağ sürülürdü.

Vakit hala geç değil.

Bunun için biraz daha akılcı, anlayışlı ve “baba” olmak, vurdumduymaz ve hesapsız olmamak gerek.

Yoksa bilmediğimiz başka hesaplar mı var?

Her neyse, İzmir deniz çalışanları ve tüm İzmirliler Büyükşehir Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan olumlu bir sürpriz bekliyor.

Aziz Başkan, İzmir’i imbatsız bırakmaz!