Asiller stand-up yapıyor.

 Kendinize güveniyorsanız, karşılıklı oturup bir paylaşın kozunuzu tüm TV’ler canlı yayındayken.

 Ama korkanlar var karşılaşıp tartışmaktan.

 Özgüven eksikliği, bağırtı, çağırtı, mesnetsiz suçlama ve laf kalabalığı ile örtülmek isteniyor.

Kendi yerlerine hiçbir siyasi sorumluluğu olmayan garip adamlar, bazen kadınlar; neredeyse yatak atmışlar havuz medyasının bodrum katına.

Dolayısıyla, bazı kendine müstakil sözde her konuda uzman ve havuz mensubları vekaleten kayıkçı usulü ama gürültüyle iftiralarla aslında vekaleten siyaset yapıyorlar.

Dünyada vekalet savaşlarından sonra ülkemizde vekaleten siyaset tartışmaları kavramı geliştirildi.

İşte böyle vekaleten siyasetçiler, çakma, kiralık, satılık bazı kalem ve iftiraşörler her gece bağırtı, çağırtı içinde ekranlarımızı karartırlar!

Toplumun da yüzünü kızartırlar.

Biz bunları ne yaptık da hak ettik deyü.

                          ***

Valla, halen bu kafa prim yapıyor ya!

Dolmabahçe yalanı yetmedi.

Üstüne Taksim yalanı bitti.

Hem de halkın dini duygularını dibine kadar tahrik ederek.

Neymiş, kadınlar ezanı ıslıklamışmış (!)

İddia sahibi kendisi inanır mı buna bilmem.

Kadınların ıslıklayacağı o kadar şey varken hem de.

Halbuki ezan ile ilgili sorunu olanlar aslında en çok dini istismar edenlerdir.

Ama sosyal medya sağ olsun.

Yalancının mumu müteakip yassıya kadar bile sürmedi.

Bazı yandaş muhalif kalemler bile vicdan gösterdi.

Gerçeği açıklamak zorunda kaldılar.

                           ***

Yetmedi!

Ergenekon davalarından bildiğimiz tipik sahtekarlık ve tertipler yoğunlaştı.

Benzer karakterde unsurlar adalet önünde çamur atma yarışına giriyor.

Nereden buluyorlar bu kadar kriminal ve sicili bozuk, sözde tanık veya iddia sahiplerini?

Sahtekarlık, çocuk istismarı, vs vs…

Hadi satılık ve kiralık kalemler cümbür cemaat demagoji yarışında prim yapmaya çalışıyorlar.

Kendilerine biçilen fiyatın hakkını veriyorlar.

Ama komşunun kızı Adalet rolüne bayılan bazı unsurlar da hizmet yarışında geri kalmıyorlar.

Yahu bu kadar mı akıl tutulmasına uğruyorsunuz?

Bir düşünün, çakma dava ve iddiaların ve unsurlarının başına neler geldi?

O trilyonluk kurşun geçirmez makam Mercedeslerinde kaykılıp can yakan muhteşem öz-piyon unsurlar şimdi neredeler?

Kaptanlar ancak kendini kurtarabiliyor .

Bunu bile göremeyecek körlük için ne içiriliyor bunlara?

Eyy , komşunun kızı Adalet!

Hay Allah! … Aaaahhh, Aaaahhhh, hay Allah!

Makalenin başlığını şaşırmışım!

 PARDON, MUHALEFET!