Bugün ABD ‘nin temel dış politikasının özü budur.

Başkalarını istikrarsızlaştırarak kendi istikrarını sürdür.

Sadece istikrar değil, güven ortamı, dengeli, sağlam ve tutarlı toplumsal yapı, huzur kendisine, bu kavramların tam ters anlamlıları başkasına!

Hem de ne pahasına olursa olsun.

Cesetlerin üzerinden bile geçmek mübah!

Hem toplamda büyük bir yeri olan savaş ekonomisini ayakta tutabilmek, hem de tek süper güç olarak dünya jandarmalığını sürdürebilmek için bunun tek yol olduğunu düşünen köhnemiş yöneticilerin veya sistemin hâkim olduğu bir ülke maalesef.

Bu ise, diğer güçlerin birleşmesinin engellenmesi, birbirleriyle sürekli çekişmelerini sağlamakla mümkün!

Dünyanın her yerinde menfaat çelişkilerini derinleştirip çatışma alanları yaratmak  için uzun yıllarca çeşitli şirket, organizasyon ve açık-gizli servisleri ve lobileriyle birbirleriyle de çatışan devletler içinde veya sivil toplumlar içinde etki çevreleri oluşturuyor.

Kaos araç değil, amaç olunca

Önemli olan bu çevrelerin hangisinin egemen olduğu değil, KAOS çıkması ve toplamda o ülkelerin toplamda bir şekilde güç, özellikle yetişmiş insan gücü  kaybetmesidir.

Burada “başarı” ölçütü yarattıkları KAOS’dur. Arada kendine yakın unsurların telef olması önemli değildir.

Zira “yarıştaki atların” büyük çoğunluğu kendi etki alanları içindedir zaten.

Zaman zaman bu “atları” birbiriyle yarıştırır, yani savaştırır.

Birbirine boğdurur.

Olan o bölgede  yaşayan çoluk çocuk sivil halklara oluyor.

Sonuçta hep kazanırım diye düşünüyor süper güç.

Ama bir şey unutuyor:

İNSAN FAKTÖRÜ ‘nü…

Hem kendi içindeki, hem de atlarını oynattığı ülkelerde…

En sadık ve önemli proje iştikakçıları İngiltere ve İsrail.

Gerisi sadece dönem dönem kullanıp atacağı figüranlar.

Çin, Rusya,  Avrupa Birliği, İran ve Türkiye hedef. Son yıllardaki Amerikan politikası Amerika’nın şimdilik en zayıf halka olarak bizi gördüğü şeklinde.

Yanıldığını dişleri kırılınca anlayacak!

El-Kaide, İŞİD, FETÖ tipi dini tarikatlar gibi yapılandırmalar bu büyük projede araç olarak kullanılan unsurların  örnekleridir.

Zaman zaman ideolojik olarak hiç uyuşmayacağı bazı radikal marjinal örgütlerle bile işbirliği yapmaktan çekinmez.

Örneğin, ABD ‘nin  PKK ve PYD ile işbirliği ve desteği kutsal amacı KAOS için bunlara örnektir. Yukarıda örnek olarak sayılan büyük çetelerinde içinde olduğu  bizi yakinen ilgilendiren, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) işte bu Büyük Global Destabilizasyon Projesi’nin ( BGDP) önemli bir parçasıdır.

Aslında temel mantık binlerce yıldır uygulanan, bilinen BÖL- PARÇALA- YÖNET dolayısıyla HÜKMET mantığıdır...

Parası çok, ama biat kültürüyle güç karşısında korkusu da çok, küçük ama çok zengin olan bazı krallık, emirlik, beylik gibi bazı devletimsi yapılar haraca bağlanacak, şu veya bu yöntemle bunların zenginliklerine, kaynaklarına ve paralarına el konulacaktır.

Büyük emperyal süper güç borçlarını bu kadar kolay ödeme yöntemleriyle kapatacak yani.

Irak ve Libya’dan sonra şimdi sıra Katar’a gelmişe benziyor.

Bazen uzaktan bakınca, ayrıntılara takılmayınca resim daha net görülebiliyor.

Hâlbuki 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yeni bir dünya kurulurken her şey artık farklı olacaktı.

Sadece siyasal değil, ideolojik ve temel ekonomik esaslı farklılıklar on yıllarca damgasını vurdu günlük siyasete.

Bir tarafta sosyalist düzen, diğer tarafta kapitalist toplum…

Siyah beyaz gibi daha kolaydı dünyayı anlamak.

Ta ki Gorbaçov- Glasnost- Sovyet sisteminin ve Doğu Blokunun  ve Berlin duvarının çöküşüne kadar.

Baş döndürücü değişimler yaşadı dünya.

Komünist Partisinin yönettiği Çin de kapitalist yöntemler de uygulanarak büyük bir dev  ülke oluştu.

Ekonomik dev haline gelmiş Avrupa Birliği kabına sığamaz hale gelmiş.

Artık NATO ile bile kontrol altında duracak aşamayı geçmiş.

Kartlar yeniden karılıyor, karıştırılıyor, karıştırılıyor, ama nafile bir türlü rayına oturmuyor hiç bir şey.

İşte bunun gerekçesi, ABD ‘nin soğuk savaş dönemi bitince giderek hızlanarak oluşturduğu kontrollü global kaos ‘u esas alan, bölgesel savaş alanlarına dayanan BÜYÜK GLOBAL PROJESİ’dir.

Bir sonraki makalenin başlığını atmış olduk böylece.