Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Güç  kimdeyse…

Mühür O’ndadır.
Yani  O’nun düdüğü öter.
Bu, aile ilişkilerinde başlıyor, uluslararası ilişkilere kadar uzanıyor.
Gücün en temel kaynağı ise ekonomik güç, bilgi ve pozitif eğitimdir.
Hukukun üstünlüğü ve özellikle bağımsız medya ve bilgili, korkusuz eğitimli toplumsal kontrol olduğu sürece güç faydalı bir araçtır.
Yani, son yıllarda olduğumuzdan farklı olmak gerek.

✶✶✶

Kontrolsüz güç ise, insanlığın karşılaşabileceği en kötü şeylerdendir.
Uluslararası ilişkilerde ise en çıplak anlatımla “güç” nihayetinde askeri güç, son sözü söyler.
Maalesef halen silahların söz sahibi olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Hâlbuki gelişmiş toplumlarda geçerli akçeler başka şeyler olmalıydı:
Haklılık, hoşgörü, adalet, barış, insana saygı.
İnsan haklarına dayanan sosyal ilişkiler, barış, ahlaki ve insani değerlere, doğaya ve tüm canlılara saygı…
Ama maalesef, halen şiddet, entrika, tehdit,
korku ve çıkar dünyası kol geziyor.
En vasat içgüdüler.
Özellikle giderek merkezi haline dönüştürüldüğümüz Ortadoğu’da.

✶✶✶

Aslında uluslararası ilişkilerde maalesef  halen güç gerçeği var.
Kontrolsüz güç kendi menfaatlerine göre siyaset ve elbette  hukukunu geliştirir.
Gücü elinizde tuttuğunuzda haksız da olsanız, kendinizi haklı hale getirebilirsiniz.
Daha doğrusu, gösterebilirsiniz.
En azından güçlü olduğunuz sürece.
Ve içinde yaşanılan toplum buna uygunsa.
Yani toplumun eğitim seviyesi, bilinci ve gelenekleri buna uygunsa.

✶✶✶

Örneğin Saddam Hüseyin, binlerce yurttaşını katleden bir diktatördü şüphesiz.
Ancak gücünü kaybedince bu özelliği öne çıkarıldı.
Sonunda da idam edilişini izledik.
O diktatörken ona karşı savaşan Iraklılar elbette haklıydılar.
Ancak, ondan sonra durum daha da kötü olmadı mı?

✶✶✶

Pekâlâ, “Saddam’ın kimyasal silahları” sahte delilleriyle Irak’a saldıran ve milyonlarca Iraklının katledilmesine yol açan başta Amerika Başkan’ları ve “sevimli” İngiliz Tony Blair olmak üzere suç ortakları neydi acaba?
Ülkeler yerle bir edildi.
Milyonlarca insan katledildi, milyonlarcası savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar, mülteci oldular.
On binlercesi, çoğu çocuk ve kadın Akdeniz ve Ege Denizi’nde boğuldu.
Benzer gelişmeler Libya, Suriye ve bazı başka ülkelerde yaşanmadı mı?

✶✶✶

Pekâlâ, Kuzey Kore, Irak, Suriye veya İran Amerika ve suç ortaklarından daha kötü ne yaptı  da, onlara şeytan deniyor?
Baş şeytan ve ortakları orada güvercin kılığında dururken…
Adalet duygunuzun ve vicdanınızın rahatsız olduğunu hissediyor musunuz?
Umarım rahatsız oluyorsunuzdur!
Hissediyorsunuzdur!
Zira olmuyorsanız, sıra bize gelmiş demektir

Önceki ve Sonraki Yazılar