Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

İhanetin dayanılmaz hafifliği

Geçen hafta yayınladığım “İhanet Tıkırında” adlı makalemde İstanbul bazında bu ihanetin vahametini anlatmaya çalışmıştım.

Daha geriye gitmeden 1994 ile başlayalım bu ihanet psikopatlığını birde Ankara örneğiyle hatırlatalım:

Refah Partisi- İ. Melih Gökçek- % 27,3

SHP- Korel Göymen- % 26,8

CHP- Ali Dinçer- % 2

DSP- Faruk Sarıkaya- % 7,5

Son dönemlerde başımıza örülen çorapların en önemli operasyonu o lanetli 1994 yılında uygulandı.

O zamanlar solun güçlü partisi SHP ‘nin adayı Korel Göymen ile İ. Melih Gökçek arasında sadece 6390 oy farkı vardı.

O zamanın küçük sol partileri kazanamayacaklarını bile bile ve sırf kendi şahsi kariyerleri için kendilerini dev aynasında gören ve aday olan bazıları yüzünden DSP ve CHP yüzde 10 oy almış ve bu oylar boşa gittiği için İ. Melih Gökçek’in 23 yıl Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı kalmasını sağlamıştır.

Zira aynı bölme operasyonu kısmen değişen isimlerle 1999, 2004, 2009 ve 2014 de de uygulandı!

Böl, parçala, yönet!

Maalesef kısmen çok da sevdiğimiz, hatta efsane olarak gördüğümüz veya gösterilen isimler bu böl, parçala, yönet stratejisine bilerek veya bilmeden alet oldular.

Tıpkı şimdi kazanamayacağını bile bile sırf CHP ‘nin kaybetmesi için gidip DSP ‘den aday olanlar gibi!

İhanet etmenin kendine özgü bir hazzı var anlaşılan!

Zira daha sonraki seçimlerde de maalesef bu aptalca bölünmeler devam ettirilmiş veya birileri bunu böyle planlamış, uygulamış ve “o çok değerli” bazı siyasilerimiz iştahla bu tuzağı uygulamaktan vazgeçmemişlerdi.

***

Maalesef bugün aynı tiyatro senaryosu yeniden sergileniyor.

Herkes görevini yapıyor veya bazıları AIDS Psikopatı rolüne çoktan gönüllü!

Aday gösterilmeyince gidip başka marjinal sol partilerden aday olup CHP ‘ye zarar vermek ve bölünme sonucu birçok belediyenin kaybına yol açacak bu kişiler benim gözümde tamamen “iktidarın görevlileridir”.

Buna çanak tutan sözde “demokratik” partilerde sadece fırsat kargalığı yapmıyorlar mı?

Yazıklar olsun!

Demokrasi cinayeti işliyorsunuz hep birlikte.

Şahsi çıkar, öfke, kırgınlığınız veya egonuz için!

Yazıklar olsun sizlere!

Not: Yukarıdaki satırları yazarken bu durumun esas sebebinin maalesef parti içi demokrasinin işlememesi olduğunu da unutmayalım!

Önceki ve Sonraki Yazılar