Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Kara günler (2)

12 Eylül darbesi için ortam hazırlamak için daha çok kan akması, can alınması gerekliydi:
28 Mayıs-10 Temmuz 1980 arasında Çorum kana bulandı.
Maraş katliamı yeterli gelmedi ki, kara derin güçler Çorum’da mezhep savaşı çıkarmaya çalıştılar.
Sonuç: Çorumda 57 can katledildi. 
Maraş’da olduğu gibi Çorum’da da  Gladyo doğrudan işin içindeydi.
Amerikan Büyükelçiliği Ortadoğu’daki ‘özel’görevlilerinden Alexander Pech’in  bu katliamın tertiplenmesinde  özel pay sahibi olduğu söylenir.
PolBir’ li polis ve gladyocuların eğittikleri aşırı sağcı ırkçı komandolar alevi ve solcuların ağırlıklı olarak yaşadıkları mahallelere saldırırlar.
Barikatlar kuruldu. Maraş’dan ders alan bazı sol örgütler önlem almışlardı, ancak yeterli olamadı bu önlemler.
Faşist ziniyetindeki provokatör sivil polisler sivil plakalı sahte plakalarla mahalleler içinde sivilleri taradılar.
Tertipçiler, provakotörler ve amerikalı ajanlar iş başı yaptılar.
Cami bombalandı şeklinde yalan dolan provakatif haberler bizzat devlet ajansları tarafından yayıldı.
Çorum olaylarında pek bilinmeyen bazı ayrıntılar vardır.
O zamanlar Çorum Cumhuriyet Başsavcısı olan Ertem Türker ‘in Çorum’dan sorumlu Tugay Komutanı’na yaptığı müdahale çağrısı üzerine Tugay komutanı Şahabettin Paşa ‘nın emriyle ve İl Jandarma Komutanı Vural Güride ve askerlerin yetişmesi sayesinde ölü sayısı 57 ile sınırlı kalabildi.
Zamanın Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in bizzat olduğu söyleniyor gerçi, ama en azından üst düzey bir yetkili Çorum dan sorumlu 15. Piyade Tugay komutanını arıyor telefonla.
Darbe gerekçelerine su taşıyan bu olayların büyümesini engelleyen asker müdahalesinin sona ermesi için Tugay Komutanı ‘nı arayıp askeri çekmesini emretmişler.
Ortalık karışsın , yüzlerce insan ölsün , darbe için gerekçeler çoğalsın amacıyla canlara kıyıldı. Amaçlarına da ulaştılar. 2-3 ay içinde, 12 Eylül’de darbeyi yaptılar. Ülke, genetiği ile oynanmaya en açık hale getirildi.
Binlerce komando ve kontra gerilla ölüm makinaları boşuna eğitilmemişlerdi.
Ancak yurtsever Şahabettin Paşa ve Vural Yarbay bu emre itaat etmediği ve saldırılan halkı koruduğu için ‘katliam planlanan ve istenilen ölçüde’ büyük olamamıştır.
Zaten rütbesi yükseltilmeden paşa emekli ettirildi.
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı :
33 aydın yakılarak kayledildi. Kelimelerin bittiği an.
24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu aracına yerleştirilen bomba ile parçalanarak katledildi.
Yine bir 24 Ocak 2001 kara kış gününde Diyarbakır Emniyet müdürü Gaffar Okan ve yanındaki görevli polis memurları saldırı sonucu şehit edildiler.
Ankara Garı’da 101 canın katledildiği bombalı saldırıyı, Suruç toplu katliamı Reina Yılbaşı saldırısını vs. vs…
Yüzlerce ve hatta binler ile ifade edilebilecek toplu katliam kurbanlarını çoğu kişi hatırlamıyordur bile…
Bana bu kadar kara gün saymak yetti.
Ya size?

Önceki ve Sonraki Yazılar