Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

NE OLACAK ŞİMDİ ?

Tekrarlamaya  ve okumaya hiç bıkmayacağımız durum özetimizle başlayalım :

Hiç de ADİL OLMAYAN  bunca baskı , taraflılık , iktidarın gücünün hoyratça kullanımına ve en son Doğu’da seçim sandıklarının çoğu  sayılmışken , yani maçın + 90 dakikaları oynanırken , kuralları kökten değiştiren YSK’nın kanunun açık emrine rağmen , ülke ve uluslararsı boyutta referandumun meşruiyetine gölge düşüren kararları sonucu iktidar resmi açıklamaya göre ancak %51,4 ile evet çıkartabilmişti. 

Eğer bu sonuç  HDP’nin başvurusu üzerine  Anayasa Mahkemesi veya CHP’nin başvurusu üzerine  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bir şekilde değişmez ise, önümüzdeki yıllar bu referandumun meşruiyetini tartışarak zaman kaybedeceğiz, demektir.

Zira ülkenin en azından yarısı veya hiç olmazsa ana muhalefet partisi CHP referandum sonuçlarını meşru görmüyor. 

Ayrıca sayın KILIÇDAROĞLU bu duruma sebep olan YSK hakimlerinin bir “ÇETE” olduğunu iddia etmektedir.

Türkiye kadar büyük ve önemli bir ülkede Ana Muhalefet liderinin bu kadar ağır iddiaları öyle ortada bırakılıp durum geçiştirilemez.

Oldu da bitti maşallah sünnette söylenir, siyasette değil !

Şu veya bu yönde  büyük tasfiyelere gebe olur bu durumdaki bir ülke.

Nitekim  büyük değişim ve kendi içinde şu veya bu yönde hesaplaşma sürecine girecek gibi gözüküyor iktidar cephesi.

Önce kendi içinde, sonra dışa dönük, veya parallel olarak aynı anda !

Fethullah Gülen terörist cemaatinin  siyasi kanadıyla hesaplaşma referandum sonrası kızışmaya başladı. 

Küçük balıklar toptan ağa takılıyor.

Büyük balıklar ağımı parçalayacaklar , yoksa güverteye çekilip parçalanacaklar mı, göreceğiz hep birlikte. 

Ama çok garip değil mi ?

Basında yer alan açıklamalara göre 200.000 den fazla insan bylock denilen şifreli özel bir haberleşme ağı kullanmış ve devletin bundan yıllarca  haberi olmamış (!!!)

Halbuki rivayet ki, herkesin aksırığı ve tiksiriği bile kayıtta.

Ana Muhalefet CHP, 17- 25 Aralık başta olmak üzere, iddia ettiği tüm hukuksuzluk, yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının üzerine daha fazla gidecektir muhtemelen.

Kartopu bir yuvarlanmaya başlayınca çığın neleri  ve kimleri önüne katıp tarihin çöplüğüne götüreceği belli olmaz.

Bir HAYIR sonucu ile bu güven bunalımını sonlandırmak YSK’nın kanuna açıktan aykırı bir yorumlama kararıyla önlendi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu , kararı destekleyen YSK üyelerinin “hakim olamayacaklarını” ve “çete” olduğunu söylüyor.

Bu çok ağır bir suçlama olduğu için suçlanan YSK sayın Kılıçdaroğlu hakkında davacı oluyorlar.

Bu davaya bakacak hakimin işi zor. Hakim zorlu bir sınavda olacak.

Ama garip olan şey bu YSK’nın kararlarının arkasında ülkenin anamuhalefet partisi CHP’nin sayın Kılıçdaroğlu’nun “ÇETE” olduğu iddiası niçin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ciddiye alınıp araştırılmıyor ?

Anayasal kurul ve güçler elbet sorumluluklarını yerine getirirler.

Yoksa ?

Önceki ve Sonraki Yazılar