Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Özrü kabahatinden büyük olmamalı!

Tüm üyelerle önseçim en azından merkez yoklaması kadar objektiflikten uzak ve haksızlıklara gebe bir sistemdir.

Zaten önseçime katılan üye sayı oranı da sanılandan küçük olmaktadır.

Bu işin öncüsü Alman Yeşiller Partisi ‘inde bile yıllar içinde katılım giderek azalmış ve küçük bir guruba indirgenmiştir.

Üyelerin yüzde 15 -16’sı katılması yeterli. Katılım yüzde 15’ten az ise delegeler zaten ağırlıklı olarak orada bulunuyor. Onlar seçer.

Bizden örnek vermek gerekirse İzmir’de bile 2015 de yapılan önseçimde 1. Bölge’de 62557 üyenin sadece 30519’u oy kullanmış 29009 oy geçerli sayılmıştır.

Kaldı ki bu sayı bu yöntem sürerse hızla düşecektir.

İzmir 2. Bölgede ise 66599 üyenin 35237’ı oy kullanmış ve 33590 oy geçerli sayılmıştır.

Birçok seçim çevresindeki katılım oranı İzmir’in oldukça altındaydı.

Aynı benzer yüzde 50 civarındaki katılım İstanbul’da da görüldü.

Zamanla bu katılım maalesef daha da düşecektir.

***

Yani tüm üyelerle önseçim sanıldığı kadar uygulanabilir ve başarılı bir yöntem değildir.

Ama kulağa hoş gelmesi yanında aldatıcı bir niteliği de vardır.

Ancak bu önseçim yöntemine karşı çıkarken sağlam gerekçelere dayanmak şarttır.

Tüm üyelerle ön seçime karşı çıkmak için ileri sürülebilecek en kötü gerekçe “üye yapısının iyi” olmamasıdır!

Bu gerekçenin özrü kabahatinden büyüktür.

Yıllardan beri parti içinde görev ihmalinin itiraf halinde delilidir.

CHP gibi büyük kitle partilerinin nüfusu 50 binin üzerindeki seçim çevresi için tüm üyelerle ön seçim yapması adaylar için fırsat eşitsizliği yaratacağı için zaten doğru olmaz!

Bunu açık açık söylememek sadece parti içindeki tartışmayı canlı tutar ve kendine zarar verir.

Bunun yerine Tüzük değişikliği yaparak doğru dürüst ve ilçe bazında mevcut sayının 15 katı bir kurultay delege sistemi ve seçilmiş makamların ve görevlerin örneğin 2-3 dönemle sınırlandırılması birçok sorunu kendiliğinden çözer ve partinin önünü açar.

***

Yoksa  “üye yapımız uygun değil “ demek ve bundan dolayı tüm üyelerle önseçime karşı çıkmak çok kötü bir itiraf olarak algılanır.

Zira yıllardır üye yapısının uygun hale getirilmesi kimin göreviydi?

Niçin üye yapısı gerçek, samimi, güçlü ve “iyi” hale getirilmedi diye sorar millet?

Bunu ne siz, ne adaylar, ne üyelerimiz, ne partimiz, ne de ülkemiz hak eder.

Ama şimdi bunları tartışmak artık anlamsız ve zararlı.

İşte bundan dolayı yerel seçimlerden sonra acilen CHP tüzük ve hatta program reformu yapılmalıdır.

Merkezi atama uç noktasından tamamıyla tüm üyelerle ön seçim ucuna savrulmak çok daha büyük sorunlara yol açar.

Çözüm, kontrol edilemeyecek çok sayıda mahalle bazında seçilen İlçe /İl /Kurultay delegeleri sistemidir.

Bu yapı partinin hem omurgası, hem vicdanı, hem de hafızası olabilecektir.

Tabii tüm bunlara seçimle gelinen görevlerin 2 veya 3 dönemle sınırlandırması şarttır.

Bunları şimdi Karşıyaka Belediye Başkanlığı aday adayı olarak yazmak da pek akıllıca değil, ama kalem işte, dili tutsak kalemi tutamıyoruz!

Ama olsun, ne yapayım, önemli olan samimi ve hesapsız bir şekilde doğru bildiğini söylemektir, diyenlerdenim

Önceki ve Sonraki Yazılar