Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Sapık’lıktan bıkmadınız mı?

Vallahi, son yıllarda ülkemizde çıkan sapık haberlerinden ben bıktım da, sapıklar sapıklıktan bıkmadı!
Sapıklar memlekette o kadar çok şımartılıyorlar ki!
Özellikle kız-erkek çocuk istismarı neredeyse ödüllendirilir oldu!
Hatta resmen teşvik edenler bile var!
Binlerce kadın cinayetleri, çocuk gelin ve yaygın çocuk tecavüzleri vakaları artık toplumun ne hale geldiğini gösteriyor.
Biliyor musunuz?
Ülkemizde sadece 2010- 2015 yılları arasında 16-17 yaşlarında evlendirilen çocuk gelin sayısı 232 bin 313.
16 yaş altı zorla evlendirilen küçük gelinler resmi kayıtlarda zaten görünmüyor.
Evliliklerin yaklaşık dörtte birinden fazlasının 18 yaş altında olduğu söylenebilir.
Ancak bu çocuk gelinlerin genellikle ve özellikle toplumun en yoksul ve eğitimsiz kesiminden oldukları kesin.
Türkiye’de sadece geçtiğimiz 2016 yılında  15 yaşından küçük 234 kişi anne oldu. 15-17 yaş arasında bu sayı 6 bin 396
Cehalet ve din tüccarlığı ve buna dayanan siyasetin ve eğitimin sonu bu olur diyeceğim, ama korkarım bu daha başlangıç!
Önlem alınmaz ise ve dur denmez ise halimiz duman.
Ama demesi kolay!
Nasıl olacak bu?
Eşofman giyen kız öğrencisini çıplak farz eden bir kişinin öğretmen edilmesine mi kızayım;
Bu durum açığa çıkmasına rağmen büyük tepkilere bir süre dayanan, ama sonun da açığa almak zorunda kalan milli eğitim yetkililerinden mi başlayayım ‘saygılarımı’ (!)  göndermeye?
Yoksa “yetenek sizsiniz” adlı yarışma programında 7-11 yaşındaki şort giymiş kız çocuklarını “tahrik edici” bulan AKP kontenjanından yetkilendirilmiş RTÜK üyelerinden mi başlayayım anlatmaya…?
Yurtlarında onlarca çocuğun tecavüze uğradığı vakıfların iktidar çevrelerince el üstünde tutulmasından mı başlayayım…
Yoksa bu tecavüzcülere ve görevli oldukları vakıflara ne istedilerse verilmesine mi yanayım?
Artık parsel parsel mi, yoksa yeşil yeşil yabancı dövizlerle mi verildi bilmem.
En azından engin hoşgörü ve müsamaha aldıkları kesin!
Bu vakıfların, tarikatların ve zihniyetin milli eğitime entegre edilmesine mi kızayım?
Yılbaşı eğlencelerini ‘güvenlik’ bahanesiyle yasaklanmasına mı kızayım? (Gerçi yılbaşı kutlamaları yasak dinlemedi ya!)
İktidar odakları ve yandaşlarının gece gündüz
istediği yerde istediği toplantı ve gösterişleri yapmalarına izin veren zihniyete mi saydırayım?
Muhalefete OHAL, iktidar ve yandaşlarına HOŞAL!
Sadece izin mi?
Fiilen finanse edilmesi ve desteklenmesine mi?
Kamu görevlilerinin ve bazen öğrencilerin bu etkinliklere katılmaya zorlanmasına mı kızayım?
Anlaşıldı, önümüzdeki yıl da saydırmakla, yakınmakla geçecek!
“Nasıl başlarsa” diyorlar ya bazı büyüklerimiz!

Önceki ve Sonraki Yazılar