Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

SON SOUCİ veya  “Berlin’de Hâkimler var”

Fransızca’da Son Souci, kedersiz, dertsiz demektir.
Berlin’ e gidenlerin mutlaka gördüğü ve görmesi gereken bir saraydır.
Harika devasa büyüklükteki bahçesinin peyzajı insana huzur verir.
Büyüklü küçüklü saray ve müştemilat binalardan oluşan bir kompleks yapıdır.
Ana saray binası bir tepede uzanır.
Biraz daha üstündeki tepede bir değirmen durur halen.
O değirmen, adalet ve hukuk  kavramının 300 yıl önce bile ne kadar önemli olduğunu biraz da alaycı bir şekilde gösteriyor  ülkemizdeki saray inşaatlarını görünce.
28 yaşında tahta oturan II. Friedrich 1740 ile  1786 yılları arasında Prusya kralı idi.
Bir tarafta en acımasız  ve gaddar askeri komutan, öte tarafta yaygın şekilde uygulanan sorguda  işkenceyi ve basım öncesi sansürü kaldıran ve söz ve dini hürriyeti koruyan, bir hükümdardı.
Kral Friedrich, Potsdam Ormanı’nda atıyla dolaşırken bir tepede durur.
Çok beğenir oraları.
Bu tepenin yanı başında bulunduğu tepede biraz daha yüksek tepe vardır.
Oraya bir yeni saray yapayım diye karar verir kendince.
Ama bu yüksek tepede bir değirmen vardır.
Değirmeni satın alıp, yaparım sarayımı diye düşünür.
Gider değirmene ve değirmenciyi çağırttırır yanına.
Değirmeni satın almak istediğini söyler değirmenciye.
Ama değirmenci mülkünü iki-üç katı bedelle bile satmaya yanaşmıyordu.
Atın üstünde heybetli bir şekilde oturan kral kızmaya başlar.
“Sen benim Kral Friedrich olduğumu bilmiyor musun ?” diye azarlayan bir ton ile sorar.
Ama değirmenci kolay lokma değildir.
“Biliyorum kralsın” der değirmenci.
“Ancak burası benim tapulu mülkümdür ve ben satmak istemiyorum.”
Kral iyice öfkelenir ve tepeyi zorla alacağını söyleyince değirmenci öyle bir cevap verir ki:
“ Ama Berlin’de hâkimler var !”
Medeni cesaret, sadece okulda, üniversitede değil.
Değirmende de ‘yetişiyor’ gördüğünüz üzere.
Medeni cesaret başka bir şey!
Sonuçta, kral sarayını değirmenin altında kalan tepeye yapar.
300 yıl öncesinin güçlü Prusya Kralı Friedrich bile adalet, hukuk ve hâkim önünde boynunu eğmek zorunda kalmış, sarayını değirmenin altındaki tepeye yapmak zorunda kalmıştı.
Kıssadan hisse çıkarmak gerekir mi, sizce de?
Bunun için adalet, hukuk, özgüvenli yurttaş, medeni cesaret ve demokratik olgunluk gerek.
Siz de gözlerinizi kapatıp şöyle hayal kurup haykırmak istemez misiniz?
“Ankara’da hâkimler var.”

Önceki ve Sonraki Yazılar