Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Tehlike var!

Laiklikten uzaklaştıkça ve  koptukça toplumun mezheplere bölünmesi, hatta mezhep kavgaları ve çatışmaları en büyük tehlike haline gelir. 

Tarikat ve dinici cemaatler genellikle önce kandırdıkları insanları iliklerine kadar sömürürler ve eninde sonunda ülkelerine de ihanet ederler. 
Tarih bunun örnekleriyle dolu.  
Zaten FETÖ ve darbe girişiminin adi varoluş ve  hedefleri de bu değil miydi? 
Bakın Mısır, Libya, Irak ve Suriye ne hale geldi? 
Müslümanlar diğer Müslümanları boğazlıyor, çoluk çocuk, kız, kızan demeden katlediyorlar.  
Pekâlâ, bu kaosu kimler yönetiyor?  
Emperyal güçler!  
Yani, araştırın, tüm İslami geçinen cemaat, tarikat ve terör örgütlerinin başında ve arkasında başta ABD, İngiltere ve İsrail gibi emperyal güçler ve onların istihbarat örgütleri vardır! 
Silah ve petrol lobileri bu işin finansörlüğünü yaparlar! 
Bu arada Ortadoğu’da sadece figüran rol oynayan Almanya’nın bile silah ihracatı bu yıl tam 10 kat artmış. Amerika, İngiltere ve Fransa’dan hiç bahsetmeyelim bile. 
İslam dinini hoyrat bir şekilde kullanan bu terörist tarikat örgütlerini  Hristiyan güçler ve istihbarat örgütleri silahlandırıyor  kışkırtıyor, örgütlüyor ve yönetiyor.  
Ne kadar acıklı bir felaket senaryosu!


Tarikat-Cemaat çeteleşmesi tehlikenin ta kendisi 


Yani aslında dünyada ne kadar tarikat ve dini cemaat varsa, hepsi çağdaş toplumlar için tehlikeli bir potansiyeldir. Genellikle de yerli yabancı  gizli servislerce kurulurlar veya en azından onların denetimindedir. 
Maalesef bu konuda halen ders çıkarılmadığı, çağdaş milli eğitim yerine halen dini eğitime gereğinden ve daha çok önem verilmesinden belli. 
Halen bu tarikat bana yakın anlayışıyla Fetö dışındaki tarikatlar korunuyor. 
O tarikat kötü, benimki iyi mantığı bizi daha çok felaketlere sürükler. 
Bunu en çok iktidarın bilmesi gerekir. En yakın ve acı şekilde 15 Temmuz ve sonrası  birlikte yaşadık. Atatürkçüler ve CHP zaten bilir, yani bilmesi gerekir. 
Başbakan ve AKP Genel Başkanı sayın Binali Yıldırım 2014 yerel seçimlerinde İzmir’de FETÖ’cü  ablaların sokak sokak dolaşıp CHP’ye oy topladıklarını iddia etti.. 
Sayın Başbakan yapmayın.  
En basitinden AKP İzmir İl Başkanlığı  15 Temmuzdan sonra tutuklanan bir iş adamının binasında değil miydi yıllardır? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değimi ile FETÖ’cüler ne istedi de vermediniz.. 
AKP ile FETÖ  arasındaki ilişki tarafsız bir şekilde araştırılırsa kaç AKP yöneticisi temiz kalır? 
CHP’ de FETÖ’ye  sıcak bakan AKP’dekilere  göre binde biridir.  
Gerçi bu bile CHP için ayıptır! 
Halen tarikatlara ehven-i şer yaklaşıp, o çevrelerden oy tırpanlayacağını sanan CHP’li siyasetçilerimiz var.  Unutmayalım:  
Kimse aslı varken, müsveddeye oy vermez. 
Gerçi kaç seçimdir aynı hata yapılıyor.  
Akıllanmışızdır belki! 
Birçok yeni tür itirafçı stüdyo stüdyo dolaşıp, malum yeni miladımızdan önceki tarikat hayatlarını masal gibi anlatıp ve nasıl suç işlediklerini açıkladılar. 
Ve yetkililer de yerli dizi gibi seyrettiler! 
Prim yapıyor ya, daha düne kadar suç ortaklığı yaptıkları bazı insanlara tek kale maçta sürekli penaltı atışları ile gol attılar. 
Aman dikkat bazı olaylar ve kişiler bana Ergenekon tertiplerinin ilk dönemini hatırlatıyor. 
Üstelik daha önce FETÖ’nün salya sümük suratını öpmek için sıraya girmiş olanları da  ters salvo yaparken sıkça görüyoruz.  
15 Temmuz darbecileri ve onlara doğrudan maddi manevi destek veren suçlular elbette hukuk devleti çerçevesinde layık oldukları cezaları görecektirler.  
Ama senin itin, benim atım demeden… 
Bırakın izlerini, atlarla develeri, hatta yılanları bile karıştırırız. 
Yoksa ortada 15 Temmuz’un gözü dönmüş Fetö tarikatı teröristlerinin amacını elbirliği ile gerçekleştirmiş oluruz. Formülü unutmayacağız ve sık sık hatırlatacağız:   
Laiklikten uzaklaştıkça: 
(Cemaat) tarikat + siyaset = terör…

Önceki ve Sonraki Yazılar