KİMİNE göre, hesap verme korkusu bazı dürtüleri tetikliyor.

Ama bunun için 24 Haziran da veya 8 Temmuz’da ne yapıp edip sandıktan çıkmaları gerek.

Kimine göre her şey güllük gülistanlık.

Vakit yet-me-miş, yola de-vam-mış (!)

Hangi görüşe yakın olursanız olun.

Gözünüzü kapatın.

Vicdanınızın kapısını açın.

Ve sandığa giren iradenin sandıktan çıkması için gerçekten vicdanınız ve tüm dürüstlüğünüz ile 24 saatinizi seçime ayırın.

Bunu kendinize, çocuklarınıza ve torunlarınıza borçlusunuz!

***

Bir gerçek ortada:

Yıllardır hesap vermeme alışkanlığı egemenliğini sürdürmek istiyor.

Tabi, sorgusuz sualsiz saltanatı da...

Her yöntemi deneyerek gücü kaybetmeme davranışları kuşkusuz karşılıksız kalmayacaktır.

Ama normal koşullarda, adil ve dürüst sayım ile bu pek mümkün gözükmüyor.

Bu sinirli ve panik halleri de ondan.

***

Zira eğer oy hırsızlığı ve mühürsüz oy skandalı benzer demokrasi katliamı olmaz ise sonuç tek adam rejimine karşı çıkan Millet İttifakı için oldukça ümit verici.

“Millet İttifakı”  sandıkları korumak için adeta bir “seçim güvenliği  ordusu” kuruyor.

Elbette, Barolar, Meslek Kuruluşları ve Meslek Odalarına da büyük görev düşüyor sandık güvenliği için.

Haydi, avukatlar, doktorlar, mühendisler, öğretmenler, üniversiteliler, kadınlar, erkekler, ama her şeyden çok gençler!

Geleceğinize, yani mühürsüz de olsa oylarınıza, sandıklara ve adil bir seçime sahip çıkınız.

Ben seçim günü cübbemle görevli olduğum seçim bölgemde olacağım.

Sonra da Muharrem İnce’nin talebi doğrultusunda cübbemle birlikte Ankara’ya gideceğim.

Tüm avukatların da aynı şekilde sandık başında görev yapmalarını  demokrasi ve hukukun üstünlüğü adına ben de meslektaşlarımdan talep ediyorum.