Bir hoca ya da takım uzun süre boyunca bir maça hazırlanma, odaklanma fırsatı bulduğunda normal üstü bir performans sergileyebiliyor. Zayıf olan takım, mağrur takıma yapabiliyor bunu...

Milli ara sonrası önce Samet Hoca'nın Bursaspor'unda gördük bu durumu. Öyle kapanarak filan değil çatır çatır oynayarak kaptı puanı. Maç sonu üzgün olan taraf Bursa idi…

Ertesi gün Mark Hughes yönetimindeki Southampton, deplasmanda Bournemouth'u sahasına hapsetti; Aykut Kocaman'ın Konyaspor'u gibi oynamak zorunda kaldı ev sahibi.

Mehmet Özdilek Erzurum'u ise çok daha zoru başardı; Trabzon deplasmanından puanla döndü. Trabzon kazansa şampiyonluk şansına ilişkin yazı yazacaktım, öylesine bir atmosfere ve zayıf kadrosuna rağmen Erzurum daha iyi olan taraftı maçta...

***

Haftanın hocasını seçecek olsam Okan Buruk'u seçerdim. Evinde de olsa en iyi dört topçusu yoktu. Forvette ikinci lig golcüsü Muriqi vardı. Rıza Çalımbay'ın Konyaspor'u Barcelona gibi kalıyordu kadro kıyasında. 1-1 bitmesi ve oyun üstünlüğü Okan Hoca'ya nazarımda artı getirirken Rıza Hoca eksi almaya devam ediyor. "Önce oyunu bi tutalım"cılıktan kurtulamıyor.

***

Bir oyuncunuz var; penaltıları hep kalecilerin sağına atıyor, son iki penaltısını kaçırmış üstelik vururken eski kazmalardan Boliç gibi kafasını eğiyor... Bu adamı bırakın takımın bir numaralı penaltıcısı yapmayı, penaltılara kalmış maçta kalecimin ardına yazarım ben. Ama Şenol Güneş onu yani Oğuzhan'ı ilk penaltıcı yaptığını gururla söyledi. N'aptı Oğuzhan? Başını eğip yine kalecinin sağına vurdu. Benim bildiğimi kaleci Beto da bildiği için atladı sağına ve kurtardı:)) Büyük bir komediydi, tamam Beto süper kaleci ama asla oyuncu koşarken köşe seçmez. Beto, Oğuzhan kafayı eğer eğmez sağa atladı...

***

Taktikleri(!) yalnızca gol yememekten teşekkül iki hoca Erol Bulut ve Ertuğrul Sağlam yine 1-0 kaybettiler. Benim açımdan komedi... Hele Ertuğrul'un Fatih Hocasına özenip 85. dakkada oyuna stoper alıp diğer stoperi forvete yollaması:)) Atağınızı yiyeyim sizin çapsız Abidinler...