YALNIZCA eğitim sistemi, çevre ve ülkenizin imkânları değil, şans da çok etkili bir faktör; insanın potansiyeline neredeyse doğuştan sahip olduğu işi yapabiliyor olmasında. Riskten kaçınan ve üstelik tembel biriyseniz, hayalinizden çok daha uzaklarda mutsuz bir loser olarak yaşıyorsunuz... Kendimden biliyor ve her gün daha da üzülüyorum.
Futbolcu potansiyelleri ve takım planlaması konusunda yer yer beni dahi şaşırtan öngörülerimin şahitleri olduğundan dolayı bu köşede yazıyorum zaten. “İfade edebilme olanağı bulmuşsun, daha ne istiyorsun, bu da bir şeydir” denilebilir lâkin tüm öngörü ve düşüncelerimi yazsam; niyetim o olmasa bile hem bir yığın hakaret davası açılır hem de ünlü olmak isteyen agresif biri olarak tanımlanırım. Son kertede bu toprakların bir ferdi olsam da yaygın lümpen tavrı sergileyen biri olmak istemem...
Çarşamba akşamı Juventus - Milan arasındaki İtalya Kupası finalini izledim. Milan’ı sezon başı zengin birileri satın aldı. Kessie ve Bonucci gibi iki olumlu transfer dışında hoca seçiminden diğer oyuncu takviyelerine kadar her hamleleri yanlıştı. Bazılarını burada da ifade ettim; Hakan Çalhanoğlu’nun alınması gibi. En son hoca olarak Gattuso ile anlaşmaları ve üstelik gelecek yıl da devam edecek olmaları beni bile çıldırttı. İşin dramatik yanı şu ki kupa finalinin gecesinde tribünlerde Gattuso formalı birçok taraftar vardı. Dünyanın Tolunay ile birlikte en defansif kaygılı hocasına sahiptiler ve yüz binlerin bundan haberi yoktu. Gattuso’nun Juve’ye karşı nasıl bir başarısı olabilirdi? İlk yarıyı 0-0 bitirmesi. Ve öyle de oldu. İkinci devre 4 tane yedi.
Benim isyanım tüm olacakların aslında belli olmasına. Ama yine de yaşanıyor. Ukalalık olacak ama ortada yüz binlerce embesil var bana göre.
Tamam Gattuso hırslı oyunuyla bir Milan efsanesi ama hoca olarak ikinci ligde takım çalıştırdı, hiç mi maçını izlemediniz? Ve bir düşünün yok mu başka örnekleri? 
Ve dün gece Fenerbahçe acaba kazandı mı Ziraat Aykut Kupası’nı, ligde iki kez yenildiği Akhisar karşısında? Hayırlı olsun...