Prof. Dr. Osman Erk

Prof. Dr. Osman Erk

Grip hakkında bilinmesi gereken her şey

Grip nasıl bir hastalıktır? Hangi belirtilerle seyreder?

Grip, özellikle kış aylarında öksürme ve hapşırma ile diğer insanlara bulaşan bir viral hastalıktır. Grip virüsünün A, B ve C olmak üzere 3 ana tipi; çok sayıda alt tipi mevcuttur. A ve B tipleri insanlarda grip hastalığına neden olur. Grip hastalığında titreme, yüksek ateş, kuru öksürük, kas ve eklem ağrıları, kulak ağrısı, bazen burun akıntısı, boğaz ağrısı, ishal, bulantı, kusma gibi şikayetler ortaya çıkar.

Grip ile soğuk algınlığı aynı hastalık mıdır? Farklılıkları nelerdir?

Grip ve soğuk algınlığı etken virüsleri ve yol açtığı şikayetler bakımından farklı hastalıklardır. Gripte yüksek ateş, kuru öksürük, baş ve karın ağrısı sık iken, soğuk algınlığında (nezle) yüksek ateş yoktur, belirgin bir burun akıntısı mevcuttur. Bazen gripte de burun akıntısı ve boğaz ağrısı olabilir fakat geri plandadır. Grip kişiyi paçavra tabir edilen bir duruma sokarken, soğuk algınlığında genel durum iyidir. Grip klasik olarak üst solunum yollarının hastalığıdır. Soğuk algınlığı dışında pek çok virüs üst solunum yollarında gribal infeksiyona yol açabilir.

Grip için risk grupları nelerdir?

65 yaş üzerindeki kişiler, bakım ve huzur evlerinde kalanlar, kronik hastalığı olanlar (KOAH, astım, kalp yetersizliği, nörolojik hastalık, böbrek hastalığı, kanser, kanser tedavisi olanlar, diyabet hastaları) çocuklar ve hamileler; sağlık personeli riskli gruplardır.

Gribe yakalanmamak için nelere dikkat etmelidir?

Aşı dışında hijyen koşullara dikkat edilmesi çok önemlidir. Gripli kişi mutlaka evde istirahat etmelidir. Öksürme ve hapşırma esnasında ağız ve burun kağıt mendille kapatılmalı ve mendil çöp kutusuna atılmalıdır. Gripli kişilerden mümkün olduğunca uzak durulmalı, gripli kişi ile aynı ortam paylaşılıyorsa eller sık sık sabunlu su ile yıkanmalıdır. Grip virüsünün yayılmasını önlemek için masa, kapı kolları, mutfak tezgahları, oyuncaklar gibi yüzeyler deterjanla silinmelidir. Hasta kişilere ait çarşaf, çamaşır, havlu, çatal, bıçak, bardak gibi nesnelerle temas edilmemelidir. Bu tür nesnelerin ayrı olarak yıkanmasına gerek yoktur. Grip mevsiminde kalabalıklardan kaçınmak, alkol ve sigara kullanmamak sağlık açısından faydalıdır.

Bitki çaylarının, vitaminlerin ve antibiyotiklerin koruyucu etkisi var mıdır?

Antibiyotik gribal infeksiyonlar da asla kullanılmamalıdır. Herhangi bir nedenle antibiyotik kullanılması barsak florasını bozarak infeksiyonlara eğilimi arttırır. Bitki çaylarının, C vitamininin ve diğer özel besinlerin herhangi bir olumlu etkisi söz konusu değildir. Bağışıklık sistemini takviye etmek için organik, taze sebze ve meyveleri bol tüketmek, öğün atlamamak önemlidir. Mevsim dışı sebze ve meyve tüketilmemelidir. Bu tür kalitesiz besinlerde var olan tarım ilaçları ve hormonlar bağışıklık sistemini bozar. Uyku ve düzenli spor yapmakta koruyucu etkiye sahiptir.

Grip aşısı ne zaman yapılmalıdır?

Mevsimsel değişiklikler olduğu için grip mevsiminin hemen başında, gribe yakalanmadan aşı olunması tavsiye edilir. Grip salgını günümüzde daha geç başladığı ve mayıs sonlarına kadar devam ettiği için ekim ayı sonu ve kasım ayı başı aşılama için idealdir. Aşının koruyucu etkisi 6 ay kadar devam eder. Grip aşısı %70-90 oranında koruyucudur ve her yıl risk gruplarında yapılması gerekir. Aşı yapıldıktan 10-20 gün sonra bağışıklık sağlanmış olur. Her aşıda olduğu gibi grip aşısında da %100 korunma söz konusu değildir. 65 yaş üzerinde kişilerin bağışıklık sistemi tam çalışmadığı için aşıya yanıt yavaş ve daha az orandadır. Buna rağmen 65 yaş üzerinde aşının çok etkili olduğu ve ölüm oranının belirgin derecede azalttığı bilinmektedir.

Aşı %100 korur mu? Kimlere aşı yapılmamalıdır?

Amerika’da herkese aşı yapılması önerilmektedir. Ancak herkese grip aşısı yaptırmak uygun olmayabilir. Risk gruplarının aşılanması yeterli ve değerlidir. Aşı %100 koruyucu değildir. Aşıdan sonra ortalama iki haftalık bir sürede etki ortaya çıkar. Bu sürede hasta grip geçirebilir. Geçen grip mevsiminde en sık hastalık yapmış olan 3 grip suşu Dünya Sağlık Örgütü tarafından saptanır ve buna yönelik aşı geliştirilir. Aşı sadece 3 suşa karşı etkilidir. Ateşli hastalığı olanlar, yumurta alerjisi olanlar, 6 aydan küçük bebeklere aşı önerilmemektedir.

Aşının içinde birçok sağlığa zararlı bileşik olduğu doğru mudur?

Aşıda fenol, formaldehit, alüminyum, streptomisin ve tiyomersol gibi bileşikler bulunabilmektedir. Özellikler tiyomersol, aşıyı diğer bakteriler ve mikroorganizmalardan koruyucu eser cıva içerikli bir koruyucu maddedir. Bu bileşik sıklıkla suçlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF aşıların yararlı olduğunun bilimsel olarak kanıtladığı; içeriği açısından da bilimsel olarak kanıtlanmamış, spekülatif iddialara bağlı kaygıların aşılama programlarını aksatmaması gerektiğini vurgulamaktadır.

Doktorların bir kısmı grip aşısını kesinlikle önermemektedir. Bu konudaki görüşleriniz nedir?

Grip virüsleri sık sık kılık değiştirdiği için tam bağışıklık sağlanamayan en sık salgın infeksiyon hastalığıdır. Her yıl bütün dünyada 10-20 kişiden birini etkiler, özellikle risk gruplarında yüksek ölüm oranına neden olur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 250-500 bin kişi grip ve neden olduğu komplikasyonlar sonucu ölmektedir. Grip virüsleri zatürre, beyin iltihabı, beyin zarı iltihabı, kalp kası iltihabı, orta kulak iltihabı, akut bronşite neden olarak ölüm riskini arttırır. Grip salgını olduğu dönemlerde kalp krizi geçirme ve felç geçirme riskleri de artmaktadır. Tüm dünyayı böylesine etkileyen ve kış aylarında kronik hastalığı olanlarda en fazla ölüme neden olan hastalıklardan biri olan gribe karşı aşılanmanın gereksiz olduğunu söylemek sorumsuzluk ve cehalet örneğidir. Risk gruplarının; sonbaharda gebelik planlayan, gebe ve lohusaların mutlaka aşılanması gerekir. Dünya Sağlık Örgütü, Amerikan Kadın Hastalıkları ve Doğum Derneği, Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi gibi kuruluşların önerileri bu şekildedir. Kendini bu kuruluşların üzerinde görerek konu ile ilgili ahkam kesmek son derece yanlıştır.

Kadınlarda grip geçirmek önemli midir?

Gebelerde grip daha ağır seyreder. Gebeliğin son 3 ayı ve doğum sonrası ilk ay en riskli dönemdir. Gebelik esnasında grip geçirmek erken doğuma, düşüğe ve bebekte bazı doğumsal anomalilere yol açabilir. Grip özellikle gebeler tarafından ciddiye alınmalıdır. Gebelik planlayan, gebe ve lohusa kadınların hepsi grip mevsiminden önce mutlaka aşılanmalıdır.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar