Erdoğan, 2. Abdülhamit’i neden seviyor?

Türkiye’deki bütün cumhuriyet düşmanları, Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit’i çok severler. On ulu hakan Abdülhamit Han diye anıp bugünkü insanlara bile model gösterirler. Elbette bu AKP; işte o ideolojinin ürünüdür. Ve AKP Lideri Erdoğan da kendisini yeni bir Abdülhamit gibi göstermeye çabalamaktadır.

Erdoğan ile 2. Abdülhamit arasında da sıkı benzerlikler vardır.

 *İkisi de akılcı eğitim yerine dinci eğitimi dayatmıştır. Okullardaki haritaların günah diye kanalizasyonlara atılması 2. Abdülhamit döneminde olmuştur. Bunu “Bir Zamanlar İstanbul” adlı kitabında yazan da Osmanlı’nın son Balıkhane Nazırı Ali Rıza Bey’dir.

Aynı zihniyetteki Erdoğan da okullardan evrim kuramını attırmış, masaldan ibaret yaradılış kuramını öne geçirtmiş, bazı normal okulları kapattırıp imam hatipe çevirtmiştir.

*Abdülhamit, ülkede gerici saltanatını sürdürmek için Sünni tarikatları öne çıkartmış, Bektaşiliğe savaş açmıştı. Erdoğan da 2. Abdülhamit gibi mahalleleri Sünni Halidi tarikatlar aracılığıyla eline geçirmiştir. Bugün Türkiye’de Halidi tarikatların diktatörlüğü hüküm sürmektedir. Bunun belgelerini “TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE/Halidi Cehennemi” adlı çalışmamızda gösterdik.

*2. Abdülhamit zamanında Türkiye çok büyük topraklar yitirmiştir. Bırakın Tunus’un Fransa tarafından işgalini… Bırakın İngiltere’ye Mısır’ın ve Kıbrıs’ın bırakılmasını… 2. Abdülhamit, dünkü vilayeti Yunanistan’a karşı toprak kaybetmiştir. Öyle ki 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’nı Türk ordusu kazandığı halde, Abdülhamit yenik Yunanistan’a Tesalya’yı ve Girit’i vermiştir.

Tayyip Erdoğan da vatan-millet-bayrak-şehit nutukları arasında, Ege Denizi’ndeki 18 adamızın Yunan ordusu tarafından işgal edilmesine göz yummuş; PKK ile mücadele görüntüsü altında bu işgalleri gizlemiştir.

*2. Abdülhamit, denge siyaseti sürdürüyor sanarak Alman emperyalizmine yanaşmıştır. Erdoğan da bugün millete değil de bir Rusya’ya bir ABD’ye yanaşarak siyaset yürütmeye çalışmakta ve sürekli kaybetmektedir.

*Abdülhamit zamanında vergiyi Türkler vermiş, yoksul köylülerin kanı içilmiş; askere onlar alınmış; azınlıklar ve yabancı para babaları paşalar gibi yaşamıştır. Bu durum üretimi vurmuş; toplum yoksullaşmıştır. Devlet çarkını çevirmek için dışarıdan borç alınmış, bu borcu çevirmek için Düyun-ı Umumiyye (Genel Borçlar Müdürlüğü) adlı bir kuruluş devreye sokulmuştur.

Tayyip Erdoğan da 80 yıllık cumhuriyet döneminde alınan borcun 3 katı borç alarak Türkiye’yi tefecilere, rantçılara yağmalatmış ve mali yönden çıkmaza sokmuştur. O da tıpkı 2. Abdülhamit gibi Borçlanma Genel Müdürlüğü adı altında bir kuruluş icat etmiştir. Halk yüksek vergilerle sömürülmeye başlanmıştır.

*2. Abdülhamit, devlet beş-on bin lira borç bulabilmek için çırpınırken kendisi borsada milyonlarca lira ile oynayıp paralar kazanmıştır.

Erdoğan da siyasete “Evlilik yüzüğümden başka servetim yok!” diye başlamış ama şimdilerde dünyanın en zengin siyasetçileri arasında gösterilmektedir.

*2. Abdülhamit zulmünü ve yabancıların ülkeyi sömürmesini gizlemek için şiddetli bir baskı yürütmüş, kurduğu gizli polis teşkilatını kullanarak sesini çıkartanı hapse tıkmış veya sürmüştür.

Tayyip Erdoğan da atamaları büyük ölçüde kendisine ve TBMM’deki kendi çoğunluğuna bağlayarak bugün yargıyı ele geçirmiştir. Böylece kendisine yönelik eleştirileri cumhurbaşkanına hakaret göstererek cezalandırtmaktadır.

*2. Abdülhamit, devletin donanmasını “Rusya kızar!” korkusuyla Karadeniz’e bile çıkartmamış, alınan denizaltıyı suya sokturmamıştır. Orduyu mektup okumasını bile bilmeyen “paşa”ların eline vererek işe yaramaz hale getirmiştir. (Çanakkale zaferini kazanan İttihatçıların eğitimli paşalarıdır!)

Erdoğan da Türk ordusuna Balyoz’la, askeri casusluk davalarıyla tuzak kuran Fethullahçılara arka çıkarak bir tür Abdülhamit siyaseti gütmüştür.

*2. Abdülhamit’in gerici, baskıcı, vergi almaya dayalı zulüm yönetimi sonunda Osmanlı devleti batmıştır. Umarım ki 3. Abdülhamit olmaya özenen AKP Lideri Erdoğan bu sonuçtan ders çıkartır da başımıza öyle bir felaket gelmez.


 

ADNAN OKTAR DAVASI

Türkiye’yi kuşatan, sömüren tarikat odaklarından birisi de Adnan Oktar örgütü idi. Yargılanmakta olan Adnan Oktar’ın bir zamanlar kimlerle ideolojik ortak olduğunu bilmek gerekiyor.

Adnan Oktar, Şeyh Nazım’ın öğrencisidir ve onun tarafından Mehdi ilan edilmiştir. Yine Rum fesli Kadir Mısıroğlu da Kıbrıs kökenli İngiliz ajanı Şeyh Nazım’ın öğrencisidir.

Bu Kadir Mısıroğlu’nu bütün AKP’liler kendi hocaları olarak görmüşlerdir. Cenazesinde yer alanlar onlardır. AKP Lideri Erdoğan da ona hocam demiştir.

Yine AKP’liler bu Şeyh Nazım’ın önünde eğilmişler, dizinin dibinde oturmuşlardır.

TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE/Halidi Cehennemi’nde işte bu gerçeği gösterdim. Şeyh Nazım, Adnan Oktar, Kadir Mısıroğlu ve Tayyip Erdoğan’ı kutsal dörtlü ilan ettim.

Adnan Oktar davasını kadın-kız magazini ile sulandıranlar, öbür yiyici-yıkıcı tarikatların üstünü örtmeye çalışanlardır. Bu davada, ajan Şeyh Nazım’a ve Bop ajanı Kadir Mısıroğlu’na arka çıkanlar da hesap vermeli idiler…


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar