Gerekçesiz gerekçe(!)

O yedi yargıç var ya! Demokrasi tarihimizde hiç görülmemiş bir utanca imza atarak kazanılmış bir seçimi iptal ettiler. Bu rezalete bir gerekçe uydurmaları gerekiyordu. Bunun için haftalarca beklediler, beklediler… Sonunda dağ, fare doğurdu. Çünkü yazdıkları ile kendilerini yalanladılar…

YSK’daki 7’li ekip, İstanbul seçimini iptal ederken 754 sandık kurulu başkanının memur olmadığını gerekçe yapmışlardı.

İstanbul’daki 31 bin 124 sandıktan sadece 754’ü…

Gel gör ki YSK Başkanı Sadi Güven, bu 7’linin sandık kurulu başkanlarıyla ilgili gerekçesine karşı çıkarak diyor ki: “Sandık kurulu başkanlarının memur olmayanlardan seçilmesi, seçim iptalini gerektirmez.”

Öbür üyeler de “Sandık kurulu başkanlarının usulsüz seçilmesi, vatandaşın suçu değildir. Seçimi iptal etmek vatandaşın demokratik hakkını çiğnemektir!” biçiminde seçimin iptalinin yanlış olduğunu gösteriyorlar.

Diyorlar ki: Sandık kurulu başkanlarına 2 Mart’a kadar itiraz edilmesi gerekirken AKP itiraz etmemiştir. Seçim bittikten sonra böyle bir itiraz kabul edilemez. Önceki seçimlerde bu yönde yapılan itirazlar da kabul edilmemişti.

Malum 7’li, yazdığı gerekçede bu 754 sandık başkanının seçmen iradesine nasıl engel olduğunu da açıklayamıyor.

Ve en önemlisi de şu: Dün, CHP’li Muharrem Erkekbasın toplantısında açıkladı: Bu 754 sandıktaki oylar sayıldığında AKP adayı Binali Yıldırım’ın, CHP’li Ekrem İmamoğlu’ndan daha fazla oy aldığı ortaya çıkmış…

YOLDAN ÇIKTILAR
YSK’daki bu 7’li öyle güç duruma düşmüş ki anlatılamaz… 6 Mayıs tarihli YSK kararında bu 7’li üye seçimin iptalini isterken ne demişti? “225 sandık kurulu başkanı kamu görevlisi değil…”

Halbuki seçim yasasının 23. Maddesinde kamu görevlisinin yetmediği durumlarda başka kurumlardan görevlendirme yapılabilir diyor… Ama coşmuş bir kere bu 7’li… Bakar mı 23. Maddeye… O sadece “Namaza yaklaşmayın!” diyen kısmını okuyor ayetin… Yani 22. Maddeyi…

Gel gör ki bu 7’li, bazı sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmayanlardan seçilmesinin seçim iptaline sebep olmadığını iyi biliyor. Bu yüzden kendilerini kurtarmak için tutuyor, gerekçeye başka nedenler sokuşturuyorlar. “Çetele tutulmamış 18 sandık var!” diyorlar. Diyorlar da o oylar işlenmiş durumda ve burada Binali Yıldırım daha fazla oy almış.

İmza eksiği olan 90 sandıktan söz ediyorlar ama o 90 sandıkta yine Binali Yıldırım önde…

KHK ile atılan 7 üyenin başkan olduğu 7 sandıkta da Sayın Yıldırım daha fazla oy almış.

Yani, Erdoğan’ın teşekkür ettiği bu 7 üyenin usulsüzlük var dediği her yerde Binali Yıldırım avantajlı durumda.

FETÖCÜLERİ HATIRLATTI
Bu 7’li, kararlarına başlangıçta olmayan yeni gerekçeler sokuşturarak ve böylece 6 Mayıs’taki kendi gerekçelerini çiğneyerek hukuk tarihine utanç kararı imzacıları olarak geçtiler. Ve bundan sonra yapılacak seçimleri de sakatladılar. YSK’nin önceki kararlarını yok etmiş oldular. Bu rezaleti gizlemek için de up uzun bir gerekçe yazdılar.

Bu uzun gerekçeler bana Fethullahçı örgütün kumpas davalarını hatırlattı. Biliyorsunuz ki Ergenekon kumpasının dosyası, ekleriyle birlikte 1 milyon sayfayı bulmuştu. Fenerbahçe’ye kurulan şike tuzağı davasının düzinelerce ek klasörü oluşturulmuştu. Böylece gerçek gizlenmek istenmişti.

Nasıl ki o gerekçeler bugün yerle bir edilmişse, ileriki dönemde bu 7’linin işte bu gerekçesi de yerle bir edilecektir.

NEREDE O GÖRÜNTÜLER SAYIN ERDOĞAN?
AKP Genel Başkanı Erdoğan 8 Nisan’da İstanbul seçimiyle ilgili olarak şöyle demişti:

"Neredeyse tamamı usulsüz. Bu işin seçim süreci bitti. Bundan sonraki yargı sürecidir. (…) Biz de organize bazı suçların işlendiğini görüyoruz. Usulsüzlükler bazı değil neredeyse bütünü usulsüz. (…) Bazı televizyon, kamera tespitleri var. Nerede, ne gibi yolsuzluklar yapılmış, boş alanlarda, tarlalarda, adreslerde nasıl oy kullanılmış görmekteyiz. Bütün bunlarla bu adımları atacağız.”

Şimdi soruyoruz: Sayın Erdoğan! Nerede bu kamera görüntüleri? Seçimlerin tamamı usulsüz ise niçin sadece büyükşehir belediye seçiminin iptalini istediniz de ilçe seçimlerinin tekrarını istemediniz?

Herkes bilsin ki: İstanbul halkının vicdanı bu seçimin iptalini artık hiç kaldırmayacaktır. Ekrem İmamoğlu’na AKP’liler bile oy verecek ve onu hak ettiği makama tekrar oturtacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar