Kılıçdaroğlu’nu asıl tehdit eden!...

Hasta yatağından sayıkladı adam. Sayıkladı, çünkü bunlar ancak öyle bir durumda söylenebilir. Bakın CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu nasıl tehdit ediyor: “ Bilhassa CHP ile HDP’nin aynı kulvar ve kumanda merkezine sabitlenmesi büyük bir sorun olarak karşımızdadır. CHP’nin milli meselelere sırtını dönerek PKK’dan medet umar hale gelmesi skandal ötesi bir sapma halinin tezahürüdür. CHP Genel Başkanı ikbal hesaplarını ikmal ederek kaos ve krize siyasi istikbalini bağlamıştır. (…)Hiç kuşku yok ki, CHP Genel Başkanı’nın ve sözcülerinin siyasi eylem ve sözleri suç teşkil etmektedir. Özellikle CHP Genel Başkanı için dokunulmazlığın kaldırılması ve mahkeme yolu ardına kadar aralanmış ve açılmıştır.”

Peki bu sözler yeni mi ortaya çıktı?

-Hayır!

Sayın Kılıçdaroğlu’na yıllardır sürdürülen tehdit Ankara’nın Çubuk İlçesindeki şehit cenazesinde bir linç girişimine dönüşmüştü. O katil adayı IŞİD zihniyetli herifler de işte böyle düşünüyorlardı.

Bunları alttan alta dolduran da bilinen birisi. Siyasetini Müslümanları mezhep üstünden parçalamaya dayayan AKP Lideri Tayyip Erdoğan…

Ağır hakaretleri yetmez ise Sayın Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğini de ima ederek yaptığı vuruşlar, ülkedeki fanatik gericileri kışkırttı. Ülkücü görüntülü Arap hayranları ile IŞİD kafalılar şehit cenazesini bile siyasal baskı ve tehdit aracı yaptılar.

Geldik bu günlere…

CHP DAHA DİKKATLİ OLMALI

Sayın Kılıçdaroğlu’nun yürüttüğü ittifak politikası nihayet meyvesini verdi ve AKP-MHP gericiliği son belediye seçimlerinde yenilgiye uğratıldı. Bu ivme sürdürülerse 2013’te Erdoğan’ın seçilme şansı sıfırdır.

İşte bu nedenle AKP, Millet İttfakı’nı yıkmanın peşindedir.

Bunda araç olarak da CHP’nin HDP ile giderek yakınlaşan ilişkileri kullanılmak isteniyor.

İşte burası tam bıçak sırtıdır.

Belediye seçimlerine gidilirken yapılan seçim ittifakı doğru idi ve başırılı da oldu.

Ama bunun idelojik/siyasi ittifaka dönüştürülmesi, Bahçeli-Erdoğan ekibinin tam istediği şeydir.

CHP içinde, bu yönde giderek güçlenen bir eğilimin oluştuğu da hissediliyor. Hatta Sayın Yılmaz Ateş’in bir açıklamasından anlıyoruz ki parti içinde CHP’yi 2010 yılına kadar vesayetçi ilan eden tipler ortaya çıkmış. Umarım ki Sayın Kılıçdaroğlu, gericilerle ve liberal Amerikancılarla aynı zihniyete evrilen bu öğelerin etkisinde kalmaz.

Unutulmasın ki eldeki kuş daldaki kuştan iyidir. HDP için İyi Parti’yi işbirliğinden uzaklaştırmak CHP için ve Türkiye için yıkım olacaktır.

TECAVÜZ İYİ DANSÖZ SEYRETMEK KÖTÜ
Türkiye’nin Yeni Türkiye adı altında Orta Çağa sürüklendiğini görmek isterseniz TV’lere bakın. Eğlence programları kaldırıldı. Anadolu’ya hitap eden çanak anten kanallarındaki türkü programlarında elleri kaşıklı oğlanlar kıvırtıp duruyorlar. Gel gör ki kadın solistin bacağı görünse RTÜK hemen basıyor cezayı…

Ensar yurtlarında erkek çocukların tecavüze uğramasını normal bir şeymiş gibi gösteren bu AKP’nin bakanları, milletvekilleri değil miydi?

AKP’ye oy devşiren Halidi tarikatın sözde hocaları TV’lerde 4 yaşında, 6 yaşındaki kızla evlenebilir diye sapıklık fetvaları vermediler mi? Bunlardan tutuklanan oldu mu?

Ama İzmir’in Menderes İlçesi’nde sünnet düğününe dansöz getirilmesi büyük suçmuş gibi gösterildi. Aile göz altına alındı. Polis dansözlerin peşine düşmüş, yakalayıp hapse atacaklarmış.

Ama o polisin imam hatip yurtlarında, Kuran kurslarında erkek ve kız çocuklarımızı kirleten sapıkları yakalamak için böyle koşturduğunu hiç görmedim. Savcıların bu rezil tecavüzcülerin peşine aslanlar gibi düştüğünü göremedim. Ancak rezalet basına yansıyıp üstü örtülemez hale gelince neredeyse özür dilenerek iş yargıya aktarılır.

Bırakın dansözlerin yakasını… Söz önce şu örgütlü gulampara takımını göz altına alın da ondan sonra gelin.

O PROF İLİM ADAMI MI?

Tokat’a gidecek kitaplarını imzalayacakmış. Fakat etkinlik iptal edilmiş. O da AKP Tokat Milletvekili Özlem Zengin’e saldırmış. Diyor ki: “Özlem Zengin hanımın yaptığı fikre hür düşünceye ve tarihe saygısızlık ve en büyük darbedir. Bir ilim adamı okuyucularıyla buluşturulmaması en büyük haksızlıktır.''

Özlem Hanım, bu işle ilgisi olmadığını da açıkladı.

Gelelim bu Prof.a… Adı Ahmet Şimşirgil… Halidi yobazların tekkelerinden olan Işıkçılar’ın gazetesinde yazıyor. TRT dahil bütün gerici kanallarda konuşturuluyor. Ama zihniyeti asla bu çağı temsil etmiyor. Sıkı Osmanlıcı… Sıkı şeriatçı… Böyle bir zihniyetin sahibi ilim adamı olamaz.

Tokat’a gidememesi Tokat için hayırlı olmuştur.

Biliyorum ki Özlem Hanım’ın vicdanı bu Şimşirgil’in iliminden bin kat daha yüksektir.

Türkiye ve İslam dünyası geriye doğru gidiyor ve çağdaş dünyadan uzaklaşıyorsa sebebi işte bu Şimşirgil gibi prof. unvanı taşıyan siyasal dinci tiplerdir.

Kitaplarına gelince… Tamamen önyargılı… Beş para etmezler. Osmanlı vakanüvisleri bile bu sözde tarihçiden bin kat daha tarafsızdır.


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar