S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Baykal ve Gül

Referandum oylaması devam ederken YSK kanunlara ve kendi koyduğu kurallara aykırı aldığı kararlarla seçim sonuçlarını tartışılır hale getirdi.

Mühürsüz oy pusulalarının ve zarfların ge- çerli kılınacağına dair alınan bu kararı Cumhuriyet Halk Partisi ve bireysel başvuru hakkını kullanan vatandaşlar Yüksek Yargı organlarına ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyarak itirazda bulundular. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana gibi beş büyük kent de kullanılan ‘Hayır’ oyları fazla olmasına karşın, ülke genelinde ‘Evet’ oylarının fazla çıkması referandum sonuçlarının başka bir tartışma konusu oldu.

Bu güne kadar yapılan genel seçimlerde İstanbul’da hangi parti çoğunluğu almış ise Türkiye genelinde de çoğunluğu sağlayan o parti oluyordu.

Referandum sonuçlarının kesinleşmesi için yargı kararlarını bekleyeceğiz. Bekleyeceğiz ama CHP’nin önceki Genel Başkan’ı Deniz Baykal’ın referandum sonuçlarına ilişkin ilk değerlendirmesin de, “hukuki yollar sonuna kadar tüketilmeli ancak böyle sonuçlanırsa bu maçın ikinci devresi de var daha maç bitmedi” sözleri gündemi oluşturmuştu. .

Bu sözlerin söylenmesinden iki hafta sonra Baykal’ın bir televizyon programında söyledikleri gündem oluşturdu ve hala konuşulmaya devam ediyor.

Deniz Baykal‘ın gündem yaratan bu televizyon programında söylediklerini, değerlendirmelerini özetle hatırlayacak olursak; Referandumda Hayır oylarının oluşturduğu bütünselliği genişletmek için bu günden çalışmaların başlaması gerektiğini, CHP Genel Başkan’ı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olma düşünce ve isteği varsa sonuna kadar destekleyeceğini, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olma isteği yok ise bu günden CHP üyelerinin, hatta MHP, Saadet; Vatan partisi üyelerinin de katılacağı ön seçimler düzenlenmesi gerektiğini, Cumhurbaşkanlığı’na aday olmak isteyenlere bir çağrı yapılarak, bir takvim dâhilinde çalışmaların yürütülmesi gerektiğini, Kapalı kapılar ardında aday belirlenmesinin doğru olmadığını, bunun tutmadığının görüldüğünü, Sunucunun, “Abdullah Gül Hayır bloğunun adayı olabilir mi?” sorusuna, CHP’nin yetkili kurulları değerlendirir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı yapmış bir kişinin (Deniz Baykal olarak) kendisi makul görmese de CHP tabanı değerlendirir ve kabul ederse olabileceğini, Cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecinin ABD’de, Fransa’da olduğu gibi ön seçimler elemeler yapılarak yapılmasının milli iradeyi yansıtabileceğini vurgulamıştı.

Bu konuşmadan sonra Deniz Baykal’a karşı bazı çevreler yoğun tepki gösterdi. Tepkilerin ilki Abdullah Gül’ün adaylığını nasıl önerirdi şeklinde idi.

Oysa Deniz Baykal, Abdullah Gül’ü önermemiş sunucunun sorduğu soruya önce cevap vermemiş, tekrar sorunca CHP üyeleri değerlendirirse diyerek olamayacağını nezaketen dile getirmişti.

Ancak birçok kanalda Baykal, Abdullah Gül’ü önerdi şeklinde haberlerin yer alması ve kamuoyunun doğru olmayan bu bilgi ile şartlandırılması ne denli etik.

Soruyu soran sunucu Deniz Baykal’ın konuya ilişkin açıklamasını köşesinde yayınladı. Hatanın düzelmesi için birkaç kez daha bu soruyu ben sordum Deniz Baykal sorumu yanıtladı diye not düşmesi gerekecek anlaşılan. Dün bir gazetede CHP’de ki üç krizin perde arkası başlığı altında Deniz Baykal’ın Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeye atfen, Deniz Baykal’ın televizyon programına çıkacağını görüşme biterken son anda söylediğini, Baykal’ın Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmenin çerçevesinin dışına çıktığı, yönünde bir yazı yer aldı.

Oysa Baykal çıktığı televizyon programında söyleşinin ilk başında Kılıçdaroğlu’nun kendisine üç kez görüşelim dediğini, ancak Kılıçdaroğlu’nun yoğun programından bu görüşmelerin yapılamadığını, kendisinin çıktığı bu programda açıklayacağı görüşlerini önce Genel Başkan’la paylaşmak istediği için randevu istediğini, görüştükleri konuların içeriğini ve değerlendirmelerini televizyon programında Türkiye ile paylaşacağını Kemal Kılıçdaroğlu’na söylediğini programın başında söylemişti.

Baykal, televizyon programı öncesi Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin içeriğini soranlara da aynı yanıtı vermişti. Yazıda yer alan iki konuyu netleştirmek için Deniz Baykal’ı telefonla arayıp sordum. Deniz Baykal televizyon programına çıkması ile ilgili yukarıda yazılanları aynen teyit etti. Televizyon programına çıkacağınızı belirttiniz mi? diye tekrar sorduğum da, “Randevuyu o nedenle ısrarla istedim. Yoğun programına rağmen geniş zaman ayırdılar.

Çok olumlu bir görüşme oldu. Gö- rüşmenin başında televizyona çıkacağım için önce görüşlerimi sizinle paylaşmak istedim diyerek niçin ısrarla randevu istediğini açıkladı- ğını belirtti. Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin dışına çıktığı konusunda ise, Sayın Genel Başkan ile ne görüştüm hangi değerlendirmeleri yaptım ise televizyonda da onları paylaştım.

Kapsam dışında ya da paylaşmadığım bir konuda, gö- rüşme çerçevemizin dışında televizyon da görüş belirtmedim, değerlendirme yapmadım” dedi. Baykal’ın sözleri böyle… Kılıçdaroğlu da Baykal’ın parti disiplinine uygun konuştuğunu belirtmesine rağmen, parti içerisinden Baykal’ın sözleri üzerinden eleştirenler kime ne mesaj vermek istiyorlardı?

Kılıçdaroğlu Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını ve o süreci bu nedenle mi bir kez daha sahiplenmek gereği duymuştu?

Parti disiplinine, partinin ilkelerine uyan Baykal’ın ifadeleri farklılaştırılarak yapılan bu eleştirilerin amacı ne olabilir?

Hayır bloğunun lokomotifi CHP’yi etkisizleştirmek mi?

Hayır bloğunu içine kapatıp moral bozukluğu yaratmak mı?

Hayır bloğunu parçalamak mı? Baykal’la, Kılıçdaroğlu’nu karşı karşıya getirmek mi?

Cumhuriyetin kurucusu CHP ne badirelerden geçti. Bunların hepsinin üstesinden geldi.

Birçok CHP’li gibi, Baykal da bunlardan nasibini aldı. Ergenekon davalarının avukatlığını üstlenen Baykal, söylediklerinin anlaşılabilmesi için bir süre kendi avukatlığını yapmak zorunda kalacak.

CHP en kısa süre de iç tartışmalardan uzaklaşmalı, değerlerini korumalı, tüm üyeleri arasında sevgi saygı ve hoşgörüyü parti içinde demokrasi ve disiplini egemen kılmalıdır.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkan’ı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girecek olan Tayyip Erdoğan güçlü bir aday.

Böylesine güçlü bir adaya karşı seçime girecek aday/adayları belirlemek için, başta CHP olmak üzere Hayır blokunda yer alan parti, sivil toplum örgütü, meslek odası sendika vb. aday belirleme yöntem ve sürecini, sandıklara nasıl sahip olunacağını planlayıp yakın zamanda belirlemelidirler.

Zaman hızla akıp geçiyor. Son anda belirlenecek aday yengi değil yenilgiyi getirecektir.

Kazanmak için, gün bu gün kampa girip, antrenmanlara başlama zamanıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar